372 syf.
9/10 puan verdi
Gül dünya!
Kitapta o kadar kahredici şeyler okudum ki, yaşamış olanları düşünemiyorum bile. Her olay başlı başına trajedi lakin beni etkileyen, kalbimden bir şeylerin kopup gitmesine sebep olan o olay 'Güldünya Tören' hikayesi beni o kadar çok etkiledi ki okumamış veya bilmeyenler için paylaşacağım. Bu kitap okunmalı ve
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185.7k okunma
"Beni her gün yeniden şaşırtan kız, içimde bir ışık gördüğünü söyledin ya... aşk olsun sana. Tarif ettiğin ettiğin hayali çok sevdim ben. Her gün bir kere hatırlar mısın beni? Her hatırladığında bir kere gülümser misin kimseye belli etmeden? Ya da gözlerin dolar mi bazen aklına gelirsem? Çaresiz miydi diye düşünürsün, o yolun yolcusu muydu, yavaş yavaş unutur musun yoksa beni? Bana hayal kurmayı öğrettin ya sen, bir insan diğerine daha ne kadar yakından dokunabilir ki. Hoşçakal güzel kalplim... güneş yüzlüm... kızgın karetecim... olduğun gibi kal. Gözyaşı dökme arkamdan. Sadece bir Akgün geçti hayatımdan de, sonra da bir sabah güneşiyle unut gitsin beni. Hoş kal... Hoşçakal..." -Akgün Gökalp Taşkın
Reklam
“Bir düş çok fazla şeyi kaybetmene, çok şeyden fedakarlık etmene, çok fazla bedel ödemene neden oluyorsa o gerçekten ulaşmak istediğin bir düş müydü?”
Sayfa 382Kitabı okudu
·
Not rated
Değişirsek değişir
"İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşamaya değer... Ne olursa olsun" Sahi nolursa olsun bu dünya yaşanmaya değer mi? Evet bence değer. Ama gerçek manada yaşamak. Bir yerlerde kaybolup gitmek ya da kendimizi bir yerlere kapatmak yaşamaya değmez bu yaşamak değildir. Baharı karşılayıp doğayı duymak, hissetmektir yaşamak. Allah'a gitmektir, insanların içine karismaktır... İçimizdeki şeytan dediğimiz şey ne şeytan bir şeyi bir kere söyler onu yapıp yapmaman bize kalır ama biz onun söylediğine kitlenirsek bu sefer nefis bunu tekrarlamaya başlar ve bir bakarız ki kaçtığımız şeyin içine düşmüşüz. Çok üzücü ama bir günah çok ileri gidilmedikçe yaşamak iyidir. Neden derseniz;çünkü daha büyük günahlardan kaçmamıza yardım edecektir. Tıpkı Ömer'in bulunduğu durum gibi küçük hatalarından kaçıp son noktayı gelmeseydi geleceğine farklı bakabilir miydi? Kendini bunca zaman istaf ettiğini idrak edebilir miydi? Zannetmem hep vazgeçeceğini söyleyip hep aynı noktaya geliyordu o son olay onun küçük günahlarının büyük mukafatı oldu. Son olarak şunu söyleyebilirim; Macide ve Ömer içlerinde ki sesi susturmayı değil de ortamı değiştirmeyi tercih etmiş olaydılar yine bir şeyler farklı olur muydu? İçimizdeki şeytan nefis her ne dersek biz nereye gidersek orada olacak ve biz değişmedikçe onlar da değişmeyecek. Kaçmak geride bırakmak değildir. Kaçmak sorunun büyümesini görmezden gelip içinde kaybolmaktır...
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172.2k okunma
Gerçeği hiç fark etmemiş olmayı yeğlerdim. Hiç olmazsa uykum kaçmaz, iştahım kesil­mezdi o zaman. Bu yeni bilgiyi kafamdan atmanın bir yolu var mıydı? Ne de olsa yalnızca acı gibi bir şeydi; başıma bıçak ucu gi­bi keskin, saplanmıştı. Aslında bıçak bile değildi, iki sözcüktü yal­nızca, ellerimle kulaklarımı kapayıp defedemeden önce beynime ok gibi saplanan bir ibare. Beynimdeki bir kurşunu çıkarır ya da bir uru çıkarıp atarcasına onu kafamdan çıkarabilecek bir şey yok muydu?
Tüm kızların beyaz atlı prensten etkilenmesi gerekmiyor muydu? O zaman neden ben kötü adama doğru çekiliyordum?
Sayfa 217 - Ren Yayınları, ElsaKitabı okudu
Reklam
Üzgün müydüm? Bunu uzun zamandır ilk kez dü­şünüyordum. Özlemiş miydim onu? Onu ara sıra her­kesten gizli özlediğimi biliyordum. Ama özlediğim o muydu, onun yanındaki kendim miydi, yoksa o eski güzel günler miydi, karar vermesi zordu.
Mutluluk böyle bir duygu muydu? Mutluluğun sınavını geçiyor muydum sonunda? Kendimi hiç bu kadar rahat ve güvende hissetmemiştim ya da belki çocukken hissetmiş olabilirim. Bilmiyorum. Kendimi bildim bileli hep bir korku ve kaygıyla yaşamıştım ben. Hep bir belirsizlikle... O güne kadar...
"ben kendi içimde bile onunla konuşamıyordum, ben kendi içimde bile onun yüzüne bakamıyordum ama ben en çok kendime kendi içimde onu yaşıyordum. o kendi içinde benimle ne konuşuyordu? yüzüme bakınca hâlâ görüyor muydu? ben yaşıyordum, o yaşıyor muydu?"
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 30 hours
Bu kitap günümüzde ya da yakın bir tarihte yazılmış olsa klasiklerden olur muydu?Asla.Mesele toplumsal sorunların tam göbeğindeyken ses çıkarabilmekte.1820li yılların sancılı Fransa’sında her baba yiğidin harcı değildi elbet bir idam mahkumunu yazmak ,yazmaktan öte onu anlayabilmek ve o mahkum olabilmek.İşte Victor Hugo bu yüzden Victor Hugo’dur.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023121k okunma
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.