Anneme özlem...
Bundan beş, altı yıl önceydi… Bu zamanlardı yine. Mayıs'ın ilk haftası geçmiş. Galatasaray’ım şampiyonluğa adım atmak üzereydi. Arkadaşlarla sözleştik, akşama Taksim'de şampiyonluk kutlamalarına katılacaktık... İşten eve geldim. Cumartesi akşamüzeri, koltuğa yaslandım... Televizyonda birbiri ardına sıralanmış kapitalizmin "anneler
Keman
 KEMAN Derin bir uykudan uyanır gibiydim. Gözlerimi açmadan evvel iyice kendime gelmeyi bekledim. Etrafa bakındım. Bulunduğum yer tanıdık değildi. Neredeydim? Ne olmuştu bana? Bir türlü çözemiyordum. Yattığım yatağın hemen yanı başında bulunan pencere bir koruluğa bakıyordu.  Ama ne ev ne de bu koruluk bana aşinaydı. Karnıma bir sancı girince
Reklam
Lord Arın (3)
"Şimdi bir şey söylemeyi unuttum." Kali'nin çadırdan çıktığını görünce hızlandım. Kali'yi de bizimle gelmeye ikna ettim. Bu sorun olur mu? Bana olmaz gibi geldi, sonuçta o da soylulardan biri. Ve gerçekten onun dönmesini istiyorum." "Ben de istiyorum," dedi. "Sanırım sorun olmaz. Buna razı geldi mi?" "Senin hoşlanmayacağını söyledim, razı geldi." Sesli bir şekilde güldü ve daha çok gülmeli diye düşündürdü. "işte geliyor, nazik ol." Hafifçe kolunu dürttüm. "Zaten öyle değil miyim?" diye dudaklarının arasından sessizce konuştu. "Her zaman değil." diye aynı şekilde karşılık verdim. (syf 443) ... "Aptalca mı davrandım?" diye sordum. Bu yüzden Lala'ya ona gitmesini ve o da uygun bulursa görüşme ayarlamasını söylemiştim çünkü o an hem Ağaç Halkı hem Sadakatsizler hem de kabileler çok büyük bir sorunmuş gibi gözükmüştü gözüme. Ama onlara baktığımda bunun sorun olmadığını söylüyorlardı. "Hayır." dedi. "Diyara geldiğin ilk zamandan beri Hava Krallığına yardım ettin. Ateş Krallığına yardım ettin. Toprak Krallığına yardım ettin. Ağaç Krallığı ve Sadakatsizler..." kendisine ve Bana içki doldururken gülümsedi, kadehi bana uzattı. "Kraliçe olmak istemediğini söylüyorsun Ama şimdiden neredeyse diyarı yönetiyorsun." "Sadece yardım ediyorum." Öyle söyleyince kulağı biraz daha doğru geliyordu. "Yönetmenin asıl anlamı odur, güzel Vârisim." dedi. (syf 490)
Keleş Adının anlamı.
- Yaşa be Sıfır (Sıfır Beşeri Şef'in, Hasan Ali Yücel'e koyduğu numaradır.)! Sen ne Keleş adamsın böyle! Hasan Ali’nin yüzü değişti ve yüreği hızla çarpmaya başladı. Bu korku keleş diye tahkik olunmaktan değil, şefin güvenini kaybetmiş olmak ihtimalinden doğuyordu Beşeri Şef, onun yüzündeki değişikliğin farkındaydı. Gülümsedi: Ne o Sıfırım! Keleşliği beğenmedin mi? Keleş bizim halkın dilinde güzel demek değil mi? Bizim altı kazıktan, şey altı oktan birisi halkçılık olduğuna göre halkın ağzını kullanmaya mecbur değil miyiz? Siz hepiniz bütün bakanlarım gayet yakışıklı adamlarsınız. Bu kadar yakışıklı olmak için şüphesiz anne ve babaların da güzel olması lâzımdır. Şu halde hepiniz keleşoğlu keleşsiniz; öyle değil mi?
Sayfa 117Kitabı okudu
Yolculuk!
Uzun bir yol var önümde. Etrafı çiçeklerle çevirili bir çok ev. Her bir çiçek bambaşka duygular taşıyor. Hangi çiçek benim duygum ve hangi duygum bir çiçek kadar güzel, düşünüyorum. İlerledikçe usul usul, bir amca görüyorum karşımda. Epey yaş almış bu amcanın yüzünde, çokça yaşanmışık saklı âdeta. Gözlerinde derin hikâyeler, teninden akan terinin
Julia'nun nefesi kesildi ve sözleri, kendi eline sürtünerek boşalır- ken çıkardığı haz çığlıkları arasında boğuldu. Saniyeler içerisinde Clay onun üzerindeydi. Fuları açmış, onun göz kapaklarının açılışını izliyordu. Gü- zel yeşil gözleri şehvetten bulanıktı. Daha önce hiçbir zaman onun gözlerinde şu anki gibi bir ateş görme- mişti. Julia
Sayfa 187
Reklam
735 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.