Stalin ile baş etmek...
"Savaş sonrası Stalin'in maksadı meydana çıktı. Doğuda toprak, Boğazlar'da üs isteyerek üzerimizde baskı yapmak ve bizi korkutarak Türkiye'de de Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Sovyetler Birliği'ne bağlı bir yönetim kurmak. ... Stalin'in Türkiye'ye baskı yapmak ve böylece bir şeyler koparmak için en uygun zamanı seçtiğine de kuşku
Sayfa 181Kitabı okudu
(...) gazeteci Falih Rıfkı (Atay), İstanbul'a döndükten sonra Fahrettin Paşa hakkında şöyle bir yazı yazmıştı: "30 Kasım 1918, Akşam gazetesi Hakikatten kaç gündür sizi merak ediyorum. Şimdi siz neredesiniz? İskorpitten dişleri, çeneleri kopan askerleriniz nerede? Siz bir yıl evvel 'Eğer boşaltacaksanız, Medine'yi başka bir kumandan
Sayfa 231 - 5. bölüm
Reklam
En büyük zaferler, Kaybettiğini sananlarındır. En büyük savaşlar, Bitmek üzereyken başlayandır. Bir asker tanıdım, Evine zaferle dönen. Savaşın bittiğini sanan bir asker, Oysa tam evinin kapısında, Kalbinin tam altına giren bir kurşunla yere yığılan bir asker. Savaşı evinin kapısında kaybeden bir asker. Oysa bazı askerleri öldürmek için Onu vurmak yetmez Bazı askerleri öldürmek için, O silahı biraz yana çevirmek gerekir. İşte bu ikince perde prenses. Sahne senin, Hikaye senin, Ve şimdi...Bir kurşun. Birinizi vurmak için. Ve bir kurşun, Hepinizi öldürmek için...
Sayfa 254Kitabı okudu
Şimdi ne görüyorum? Anadolu... Düşmana akıl öğreten müftülerin, düşmana yol gösteren köy ağalarının, her gelen gasıpla bir olup komşusunun malını talan eden kasaba eşrafının, asker kaçağını koynunda saklayan zinacı kadınların, frengiden burnu çökmüş sahte sofuların, cami avlusunda oğlan kovalayan softaların türediği yer burasıdır. Burada,
iletişimKitabı okudu
YÜZBAŞI: Otuz altı dul! Bu otuz altı dulla ne bok yiyeceğim ben! Dullar, anneler, teyzeler, büyükanneler.. Bu sefil, boktan vadide o cesedi talep etmeyen tek kadın, bizim cesedi verdiğimiz kadın! O şimdi hangi cehennemde, asker?
Bir toprak, bir avuç insan... Amma adamda yürek var, akıl var, insanlık var. Onda bu insanlık var da, işte bu sebepten ağaların da hükümetin de ödü kopuyor. Dağda beş yüz tane eşkıya vardı, eşkıya vardı da aldırmıyordu hükümet. Neden? O eşkıyalarda insanlık yoktu. Şimdi bir tek İnce Memed için bak bak, dağı taşı asker almış.
Sayfa 461Kitabı okudu
Reklam
Atatürk önce asker olarak ulusuna önderlik etmek üzere Avrupanın Hasta Adamını yatağından kaldırıp ona yeni bir hayat ve canlılık zerkeden parlak ve ilham verici bir lider olarak yükseldi. İlk büyük başarıları bir ordu, bir millet ve parçalanmış imparatorluğun yıkıntılarından bir millet kurarak ve milli topraklardan istilacıları sürerek kahramanca üsluptaydı. Yine de Atatürk'ün gerçek büyüklüğü, bizatihi büyük olmalarına rağmen, bu başarılarda yatmaz. Onun gerçek büyüklüğü daha çok, bu kadarının yeter olduğunu, fakat yine de tek başına yeterli olmadığını, askeri ödevin tamamlandığını ve pek farklı başka bir ödevin kaldığını kavramasında yatar. 1923 te onun zaferi sırasında, bir askeri komutanı daha çok şan ve şeref aramağa veya bir milliyetçi lideri yeni ihtiraslar uyandırmağa teşvik edebilecek bir çok fırsatlar vardı.O bunların hepsini reddetti ve kahramanlar arasında istisna olarak görülen bir gerçekçilik, kendini tutma ve ılımlılıkla, bu çeşit sarhoşça maceralara karşı halkını uyardı. Bundan sonraki ödev yurt içinde idi; çünkü askeri, mali ve siyasi bütün istilacılar gittiği zaman, zaten geri olan ve şimdi uzun savaş ve iç savaş yıllarıyla daha da zayıflamış bulunan ülkenin yeniden kuruluş sorunu duruyordu.
Sayfa 290Kitabı okudu
1,000 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.