Okuyun, anlayın, paylaşın(tabii isterseniz), okutun.
Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı. "SEKSSİZLİK" ¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.
OKUNMASI GEREKEN KİTAPLAR LİSTESİ
Bu kitapların okunmasını tavsiye ederim. Eklemek istedikleriniz olursa lütfen siz de ekleyin. 1. Yabancı Albert Camus , Can Yayınları 2. Küçük Prens –Mavi Bulut , Antonie de saint-exupery, mavibulut yayınları 3. Otostopçunun galaksi rehberi -5 cilt takım , Douglas Adams, kabalcı yayınevi 4. Yüzyıllık yalnızlık, gabriel garcia marquez, can
Reklam
ÖYKÜLERDEN SEÇTİKLERİM
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim. Bu
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet'in Aziz Hatırasına Dünya tarihinin belki de en kanlı yüzyılının başında doğdu. Dönemin koşullarına göre oldukça varlıklı ve eğitimli sayılabilecek bir aileden geldi. “Üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim” der Otobiyagrafisinde. Paşazadeydi aslında burjuva karşıtı olmasına rağmen. Ancak çok kızardı kendisine “Paşazade” diye
Stefan Zweig Üstüne Bir Deneme
Stefan Zweig çok karamsar bir adamdı. Üstüne üstlük oldukça da hiperaktif biriydi. Bu tespitlerimi bir yerlerden kesinlikle okumadım, tamamen benim fikrim. Peki neye mi dayandırıyorum bu savımı? Yazdıklarına elbette. Kitaplarının çoğu yüz sayfayı bulmaz zira.(Kurmacalarını kastediyorum elbette) Oysa, modern romanlar çağıydı onun yaşadığı
Genelde bu saatlerde bir şey yapmam. Böyle söylediğime göre şimdi bu saatte bir şey yapıyorum demektir. Nasıl oldu da bu odaya girebildim, şaşkınım! Odamın duvarlarını sarmış kütüphaneme bakıyorum. Kitaplar tozlu rafların arkasında nizami bir bölük asker gibi dimdik duruyorlar. Öyle durmayı ben öğretim onlara. Kitaplara yaptığım tek kötülük bu olmuştur. Hepsini aynı düzene sokmak! Genelde bu saatlerde bir şey yapmam. Bunu seninle paylaşmak istedim. Evet, bu saatlerde bir şey yapmam. Aslında ben uzun süredir hiçbir saatte hiçbir şey yapmıyorum. Senin oturmaktan hoşlandığın koltuk halen burada. Şimdi hangi koltuk diye düşünüyor olabilirsin. Sen derken kimi kast ettiğimi de söyleyeyim. Seni kast ediyorum. Dikkatli oku lütfen. O yüzden koltuğu sen hayal et, az önce sözünü ettiğim kitapların ve masanın olduğu odayı hayal ettiğin gibi. Gördüğün gibi şimdi her şey daha net. O koltuğa hiç kimse oturmadı, biliyorum sen de oturmadın. Ben sadece seveceğini ve bir gün oturacağını hayal ettiğim için senin oturmaktan hoşlandığın koltuk halen burada dedim. Galiba artık hep bu saatlerde o koltuğa oturmanı, raftan bir kitap almanı ve uzun süre okumanı düşleyeceğim...
Reklam
Vatan sağ olsun!!!
2001 yılında Isparta Eğirdir Dağ Komando okulunda üç ay olan acemi birliği eğitimimi Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı'na çıkan dağıtımım yüzünden dört aya çıkardılar ve ben fazladan bir ay daha katlanılmaz eğitimleri alarak dördüncü ay sonunda "usta" Komando Er olarak adaya gittim. Bizim zamanımızda askerlik şubesinde ilk imza attığımız
Tünaydınlar Efendim....! "Kendimi öIdürmeIi mi yoksa bir bardak kahve mi içmeIiyim?" ~AIbert Camus Mr. Albert, Kahve içiyoruz tabi ki...!! Kahveler hazırsa çoktan başlayan güne tekrar başlıyoruz demektir.. Sarsın o harika koku her bir yeri.. Yazının sonunda sizden bir şey istedik.. Katılmanızı umuyoruz.. :) {Ç News} gününde, yani her
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
-- TÜYAP'ta Yaşadıklarım --
''İstanbul'da düzenlenen Tüyap kitap fuarında Hasan Ali TOPTAŞ ile yaptığım kısa ama tadına doyamadığım sohbetten, orada gördüğüm az da olsa güzel şeyler ve yaşadığım çokça can sıkıcı şeylerden bahsetmek istiyorum.'' + Bu yıl 37. si düzenlenen TÜYAP Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı'na katıldım. Az buz değil 100 küsür kilometre yolu (işten
895 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.