“ ‘Seven kadın belki affeder. Evet, affedebilir. Fakat asla unutmaz!..
Seven, sevmiş olan bir kadının gönül yarasını unutması asla mümkün değildir. Bu yara, için için yanan bir ateş gibidir. Üstünü küllenmiş görürsünüz! Fakat o ancak küllenmiştir, sönmüş değildir. Bazen bir demet çiçek, bazen bir yığın toprak, mazinin kökünden kopmuş bir nefes gibi bükülür otlar, o zaman bu ateşin bütün hızı ile yanmakta ve yakmakta olduğu görülür… O, ne zaman sönecektir, bilir misiniz?..
Yürekteki son damla kan soğuduğu gün!”