Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nahit Ulvi Akgün le tanışıyoruz bu dizelerle
Kar yağıyor İstanbul'a Beni unutsun herkes Dinsin şehrin gürültüsü Odam kalsın öyle ıssız Bu gece çekilip kendi içime Ağlayacağım sessiz sedasız
Sayfa 271
Sonra odam: Masa, karyola, kitaplar. Benim inim. Bu gece bir kapansam oraya. Üzgünüm. Ama çok kalamam. Sami kapıyı yumruklar: 'Yemeğe, yemeğe.' Canım istemiyor desem başıma toplanırlar. Kadınların neden evlendiklerini anlıyorum: Yalnız kalabilmek için."
Reklam
"Odam kireç tutmuyor..." Ahmet Kaya.
Ben miyim bu şeylerin sahibi? Kafamda bir çocuk var, meraksız. İç alemim oyuncaktan farksız; Odam, içime bir ayna gibi. Bir ışık oyunu var tavanda. Gölgeler seslerle birleşiyor, Ve bir karga beynimi deşiyor, Azaplar kemirdiğim bu anda. Kardeşini öldürüyor Kabil, İçimde bir yalnızlık duygusu; Ölüm kadar uzun yaz uykusu, Sıkıntıyla geçilen
kocaman bir kum saatiydi odam uğultularla esen rüzgar her şeyi kitapları masayı belleğimi de kumlarla örterdi çünkü çöl zamandı
Bu hayat da ne ki! Dar, karanlık odam Sıkıntı dolu; pencereden rüzgar giriyor... Dışarıdaki tek vişne ağacı bile Donmuş camdan görünmez oldu."
Reklam
Annemin eskise de atmaya kıyamayıp Tavan arasına kaldırdığı eşyalar gibiyim Tek farkla Onların yüzü hep güneşe dönük Benimse odam zemin katında
Sayfa 38 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Kış Uykusu
Valla ben evim, odam, kitaplarım neredeyse kendimi oralı hissederim; başka bir yere de ihtiyaç duymam. Ya bu insanın kendine bir dünya yaratabilme, kendini oyalayabilme yeteneği ile ilgili bir şey.
Odam adeta dört köşe değil de sonu olmayan, dönen bir çember, her tarafı aynı ve hiçbir yerinde hiçbir kapısı yok.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.