... kendi arzularına olan inancını yitirmişti. Bu yitim, arzularını daha da körü körüne savunmasına yol açmıştı. Şu anki duygularına ödüllendirme ve cezalandırma gücünün verdiği bir zevkin de katışmış olduğunun ayrımındaydı
Reklam
Mark Brandenburg'un VI.Frederick'e devredilmesi, -bu devirden sonra da I.Frederick ünvanıyla anılır- Kral Sigismund'un Roma-Alman krallığına seçilmesinde Frederick'den gördüğü desteği ödüllendirme amacı taşımaktadır. Böylece bu sınır bölgesinin nihai olarak Hohenzollern hanedanlığının elinde kalmasıyla, Hohenzollern hanedanlığının merkezindeki iktidarı güç kazanmıştır.
Ve biz doğru yol rehberini dinler dinlemez ona iman ettik; rabbine iman eden kimse artık ne ziyandan ne de azıp sapmaktan korkar. Cin Suresi 13 Tefsir Cinler, Kur’ân-ı Kerîm’i dinleyince evrendeki her şeyin Allah’ın kudretinde olduğunu, onun iyileri ödüllendirip kötüleri cezalandıracağını, kimsenin Allah’a güç yetiremeyeceğini ve O’nun elinden kaçıp kurtulmanın mümkün olmadığını Kur’an’dan öğrenip anlamışlar; kendileri iman ettikten sonra diğerlerini de inkârcılıktan ve Allah’a ortak koşmaktan sakınmaya çağırmışlardır. 13. âyette Allah’ın kullarına karşı adaletle muamele edeceği cinlerin ağzından dile getirilmektedir. Bu da Allah’ın iyilikleri ödüllendirme, kötülükleri cezalandırma konusundaki kusursuz adaletinin mutlaklığına yani insanlarla sınırlı olmayıp irade sınavına tâbi tutulan bütün varlıkları kapsadığına yapılan bir vurgu olarak değerlendirilmelidir.
Söz vermek, Cennet
Ey insan! Yaptığın hizmet, ettiğin ubudiyet {kulluk} boşu boşuna gitmez. Bir dâr-ı mükâfat {ödüllendirme yeri}, bir mahall-i saadet {mutluluk yeri} senin için ihzar edilmiştir. Senin şu fâni dünyana bedel, bâki bir Cennet seni bekler. İbadet ettiğin ve tanıdığın Hâlık-ı Zülcelal'in va'dine {sözüne} iman ve i'timad et. O'na va'dinde hulfetmek {sözünden caymak} muhaldir. Kudretinde hiçbir cihetle noksaniyet yoktur. İşlerine acz müdahale edemez. Senin küçük bahçeni halk ettiği gibi, cenneti dahi senin için halk edebilir ve halk etmiş {yaratmış} ve sana va'd etmiş. Ve va'dettiği için elbette seni onun içine alacak. [Bediüzzaman Hz~Mektubat-227]
Kendisine özgü bir Tanrı'nın varlığına dair kesin veya mevcut bir inancı ya da gelecekteki bir ödüllendirme veya cezanın varlığına inancı olmayan birisi gördüğüm kadarıyla kendi hayat kuralları çerçevesinde sadece en güçlü olan ya da kendisine en iyi görünen dürtü veya içgüdüleri takip etmek durumundadır.
Reklam
Geri148
488 öğeden 481 ile 488 arasındakiler gösteriliyor.