Ona böyle sarılmayalı ne kadar olmuştu? Yıllar mı? Babasının ceketini kavradı, yüzünü kaşındıran, sert kumaşa sürdü. Ansızın yine dört yaşındaydı, annesi yaşıyordu. birkaç tuhaf olay dışında hiçbir şey olmamıştı. Bazen mumlar kendi kendilerine yanıp eriyebiliyor, lavabo taşabiliyor, Rielle'nin öfke nöbeti geçiren küçük bedeninin altındaki mutfak zemininde çatlaklar oluşabiliyordu. Ansızın dört yaşındaydı ve babası onu hâlâ seviyordu. "Baba," diye fısıldadı. "Çok korktum." "Biliyorum." Adam nasırlı parmaklarıyla gözyaşlarını sildi. Celdaria ordusunun amansız komutanı gitmiş, onun yerine yaşlı bir baba gelmişti. "Sana bir daha zarar veremeyecek
"Sen kimsin? Nesin? Ve neden bana Kraliçem deyip duruyorsun?" "Adım Zahra," dedi kadın. "Ben bir tayfım. Sen de, Eliana Ferracora, Orline Kâbusu, Courverie Hanedanlığının sonuncusu, Işıkgetiren'in kızı, Aziz Katell'in tahtının varisi, Celdaria'nın gerçek Kraliçesi..." Zahra kollarını iki yana açtı. Yüzünde mutlu bir gülümseme vardı. "Sen Yükselensin. Öfkelidoğan'ın Çocuğu. Sen Güneş Kraliçesisin Eliana ve ben seni yuvana geri götürmeye geldim."
Reklam
Aaa bu Simon Eliana'nın Simon mı acaba ,çok heyecanlandım şimdi
Rielle kutuyu çocuktan gülümseyerek aldı. "Bana tezahürat yaptığınız için size çok teşekkür ederim.Ah, çok üzgünüm, ama senin adını henüz bilmiyorum." "Simon!" dedi çocuk sevinçle. Heyecandan parmaklarının üzerinde dans eder gibi titriyordu. "Adım Simon."
"Sence ben Audric'i seviyor muyum?" Rielle gözlerini kırpıştırdı, hazırlıksız yakalanmıştı. "Ne? Ben..." "Tabii ki seviyorum.Peki onu senin gibi seviyor muyum? Tabii ki hayır." Rielle'nin ağzı açık kalmıştı. "Ben...Lu, sen neden bahsediyorsun?" "Audric'in de benimle aynı duyguları hissettiğini biliyorum. Peki, bahçelerde yarı çıplak yuvarlanırken yakalanmak yerine bu meseleyi medeni insanlar gibi tartışmak için bana gelmenizi ister miydim? Evet, hem de çok." "O..." Bu şoklar hiç bitmeyecek miydi? "Biz şey değiliz..." "Ah, lütfen. Aslında yarı çıplak bahçelerde yuvarlanmış olmasanız belki bu kadar açık olamazdı."
Ooo
Simon'ı görünce aniden yüzü değişti. Keten pantolonu kalçasından düşecek gibiydi, üzerinde başka bir şey yoktu. Simon, "Vay vay..." diye mırıldandı, mavi gözleri dizginlenemez bir neşeyle parlıyordu. "Kâbusu daha önce hiç bu kadar nutku tutulmuş görmemiştim. Bunu söylemeden geçemeyeceğim ama bir erkeğe kendini nasıl iyi hissettireceğini biliyorsun." Eliana'nın ağzı açıldı ve kapandı, yanakları kızardı. Zekice bir şey söylemek için çabalıyordu, karmakarışık aklı "Beni çıplakken görmek için geldin, öyle değil mi?" gibi bir cümleden daha iyisini söyleyemedi. Simon sadece gülümsedi. "Ah Eliana," diye mırıldandı, sesi artık şen değildi, "Sadece bir bakıştan fazlasını istiyorum."
"O halde..." Rielle ona yaklaştı, yüzünü kendine çevirdi. Gözlerinde utanç gözyaşları vardı, ancak bakışlarını Audric'in içinde gördüğü o ışıltılı ihtiyaçtan çekip alamadı. "Belki sadece bir kereliğine? Hatıra kalması için." Audric tereddüt etti, ağaçlara, Baingarde'ye doğru baktı. "Hatıra," dedi yavaşça, "Her şeyi daha da zorlaştırabilir." "Umurumda değil." Rielle yüzünü avuçlarının arasına aldı, başını iki yana salladı. "Yine de istiyorum."
Reklam
144 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.