hüdânur

“insanlar var olayı sürdürsün” böylece, bir haiku sayesinde, insan denen tür kurtuldu.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Suzan Hanım on bire doğru geldi. Üstünde bir güzellik vardı. Gerçekten güzelleşiyorsa iyi; ben güzelliğini görmeye başladıysam o da iyi; güzelliği yakıştırmaya başladıysam, bu yazının zaferidir, o belki daha da iyi.
"Altı lamba gibiydik, altı ayrı yerinden aydınlatan odayı." Medeniyet icabı iyi geceler denip odalara dağıldıktan sonra, şimdi hiçbirini hatırlamadığım kelimelerle tarif ederdim defterime, kendini aydınlatmaktan aciz altı lambanın yarattığı umutsuz karanlığı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Artık yazdıklarımın bir anlamı olsun istiyorum. Bir şey söylüyor olayım. Bu ne bu, bu satırlar ne anlama geliyor? diye bir soran olursa, sanki olabilirmiş gibi, diyebileyim ki: bu bir hikâye, ama biraz karışık.
Hiçbir yağmur, hiçbir rahmeti göklerin Yıkayamaz mı, bembeyaz edemez mi bu elleri? Rahmet neye yarar bir suç olmazsa silinecek? İnsan iki şey beklemez mi dualarından: Günah işlememek, işleyince de bağışlanmak. Kaldır öyleyse başını: Bir günahtır işlemişsin. Kaldır, ama hangi duaya sığar senin bu yaptığın? Bağışla bu korkunç suçumu, diyebilir miyim? Diyemem, çünkü bende, elimde duruyor hâlâ
Reklam
"Bu yakınlık daha öteye geçmemeli, çünkü ikimiz de bütün olanaklarımızı kendi kafalarımızda şimdiden tükettik; sonunda şehvetin koyu renklerinin gerisinde öylesine derin bir dostluk bulacağız ki onun tutsaklığından sonsuza dek kurtulamayacağız."
Sayfa -21Kitabı okudu
"Cihanda zulmün temeli ufacık bir şeydi. Ama her gelen onu büyüttü. Nihayet şimdiki durumuna ulaştı."
Denemeler, Kent Ölürken Şehir Direnecek
"Toplumsal personalitemizi toplumun dışında inşa edemeyeceğimiz duygusuyla yetiştirildik biz; ama bundan sonra toplumsal personalitesinin elinden tutup dağlarda, serin yaylalarda gezmeye çıkanlarla karşılaşırsak şaşırmamalıyız bence. Ama doğaya dönüşün ağa bağlı bir bilgisayar eşliğinde gerçekleşmesinin ne denli özgürlük alanı yaratacağı da sorgulanabilir. Toplumsal personalitemizi her kentinin asude doğa parçası üzerinde değil de, sanal bir kalabalığın tam göbeğinde mi inşa ediyoruz yoksa? "
Sayfa 358Kitabı okudu
"Görüntü için gerekli koşul, görmedir" demiş Janouch, Kafka'ya; Kafka da gülümseyerek yanıtlamış: "Biz nesneleri aklımızdan çıkarmak için fotoğraflarız. Öykülerim gözlerimi kapamamın bir yoludur."
Varlığımın anlamı, hayatın bana bir soru sormasıdır. Veya, tam tersine, ben dünyaya sorulmuş bir soruyum ve cevabımı vermem gerekiyor, yoksa dünyanın vereceği yanıta mecbur kalırım.
Reklam
Seni yüreğimde canlandırarak öldürdüm, sen sevdiğim tek insansın Portuga.
Sayfa 145Kitabı okudu
Buna içimdeki şeytan diyordum; müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde acizlik var... Tembellik var.. İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...
Sayfa 250Kitabı okudu
"Her kim kendi yaşamını kurtarırsa onu kaybedecektir, ama her kim yaşamını daha yüce bir şey için kaybederse onu bulacaktır." İşte bu daha yüce olan şey - Van Gogh'un uğruna akademisyenler tarafından çarmıha gerilmeyi göze aldığı, yaşamını vermeye hazır olduğu şey- sanattır.
Sayfa 159Kitabı okudu
*yazar notudur
henüz çoğumuz hayatın özünü anlayamayarak havada saadet, kuyu dibinde cennet arayan, birbirimizden keramet bekleyen, boş şeylere kapılan, vaatlere aldanan saf kimseleriz. bu dünya henüz büyük komik moliere çağından üç adım ileri gitmedi. daima üstadın ebedi komedyaları tekrarlanıp duruyor. yalnız sahnenin dekorları değişti. tarzlar başkalaştı. insanın mayası hep aynı maya... kötüler daha kurnazlaştı. birbirine zarar verme ilerledi. fenalık büyüdü.
dört yüzyıldan daha da önce, machiavelli, italya'daki prenslere, korkulan biri olmanın sevilen biri olmaktan daha da önemli olduğunu salık vermiştir. ancak günümüz dünyasında, en iyisi ikisi de olmaktır... kalpleri ve zihinleri kazanmak daima önemli olmuştur ancak küresel bilgi çağında çok daha önemli hale gelmiştir. bilgi güçtür ve modern bilgi teknolojisi, bilgiyi tarihte hiç olmadığı kadar geniş alanlara yaymaktadır.
sözcükler bulmada oldukça ustayım;insanı bir iğnenin üstüne oturmuşçasına zıplatan sözcükler,çok yeni ve heyecan verici geliyorlar,ama aslında hipnopedik açıdan bilinen şeyler. ancak bu yeterli görünmüyor. sözcüklerin iyi olması yetmiyor;onları iyi bir amaç uğruna kullanmak gerekiyor.
Reklam
...ancak toplumun iyi ve mutlu üyeleri olacaklarsa ne kadar az bilirlerse o kadar iyi olurdu. çünkü herkesin bildiği gibi, tikeller, erdem ve mutluluğu getirir; genellikler ise entelektüel açıdan kaçınılmaz belalardır.
pervane / theodor daubler
"yeryüzü dileğidir insanın ve insanın dileği kendiliğinden kıpırtılı ve canlandırıcıdır, kolayca uyanır ve sallantılıdır: yeryüzü yoktur ki aslında, sadece bir yer sarsıntısı vardır. fakat dileği dileyen canlıda, ki o canlı bizizdir, varlığını sürdürür sessiz yıldız, kendi içimizden dileyerek yarattığımız bu yıldıza biz ta uzaklardan akarız, derin bir sessizlik içinde, ateşimizle sarılırız. üzerimizdeki yıldızlara giden tüm gemi yolculukları tek bir dilek için yapılır, bu dileğin ardında parlar hedef yıldız. ama o, kişinin içinde titreşir durur. bütün güzergahların sadece gezgine çıkması bu yüzdendir. bırakın uçsun uçurtmalarınız, hacıların şarkılarıyla geçin kendinizden! sizin özgür bıraktıktıklarınız, dileklerden doğduğu için evine, yıldıza dönmek ister ve yıldız sana vaat edilen hedeftir kendi ben'in derinliklerinde."