Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sadece eğitim sistemimiz değil, analar babalar da çocuklarını sürekli başarıya yönlendiriyorlar. Tipik bir gerikalmış ülke yurttaşı korkusu: Oku, adam ol, para kazan, bizim gibi sefil olma, zorluk çekme, araban olsun, evin olsun, güçlü ol. Çocuklarımız bu korkuyla büyüyorlar. Daha sonra okul ve çevre de bu korkularını besliyor. Bunun sonucu olarak en zeki ve en çalışkan gençlerimiz mühendislik ve işletme bölümlerini tercih ediyorlar. Çünkü bu dallarda başaracaklarını biliyorlar. Gerçekten de bu dallarda başaramayacak ne olabilir ki? Böylece müthiş bir potansiyeli ziyan ediyoruz. Temel bilim bölümleri teker teker kapanıyor öğrencisizlikten. Temel bilim olmayınca teknoloji de olmaz, değerli mühendisler de ziyan olur. Gönül ister ki en azından bazı okullarda ya da bazı sınıflarda sıradan başarı bu kadar önplanda olmasın. Öğrenciler düşünerek, yaratarak, zorlanarak zamanlarını geçirebilsinler. Başarısızlık hayati değerde olmasın, gençleri korkutmasın, ki gençler daha cesur olsunlar, ki başarılamayacak şeyler başarsınlar." [ Ali Nesin ]
Şehnaz , herkesin gözü önünde inlemeleri gittikçe hafifleyerek kan kaybından öldü, ancak ondan sonra adam kadını son bir kez öpüp tabancasını attı ve teslim oldu. Daha yürekli kocalar , kadını vurduktan sonra tabancayı kendi şakağına dayayıp intihar ediyordu. Besbelli Yusuf onlardan değildi. Şimdi bir sürü ceza indirimiyle hapse girecek, orada - ağır mahkum, leşi var diye- el pençe divan saygıyla karşılanacak, birkaç yıl yatıp çıktıktan sonra da muteber bir yurttaş olarak hayatına devam edecekti. Belkide daha önce 2 karısını öldürdüğünü hapis yattığını söyleyerek televizyondaki evlenme programına çıkıp yeniden evlenmek istediğini söyleyen yaşlı adam gibi davranacaktı. Adet böyleydi , onlara kader kurbanı deniyor, anlayış gösteriliyordu.Duvara kahrolsun hükümet yazdığı ya da okulda Deniz Gezmiş şiiri okuduğu için anti terör yasasına göre örgüt elemanı gibi gösterilip 30 yıla mahkum edilen gençler,öğrenciler gibi tehlikeli değildi toplum için. O gün ; Türkiye Cumhuriyeti'nde sadece 2014 yılındaki 294 kadın cinayetine bir tane daha eklenmişti.
Sayfa 290Kitabı okudu
Reklam
Polislerden farklı olarak askerler, değil ateş etmek, zor bile kullanmıyorlardı gençlere karşı. "Yapmayın etmeyin" diye yalvarıp yakarıyorlardı. Bir binbaşının, üniformasının yakasını tutup silkeleyerek üniversitelilere, "ben de sizden yanayım; ama ne yapayım ki üzerimde bu var" dediğini kendi kulaklarımla duydum. (Üniformalıları sevmem, yaptıkları mesleği sevmem, kafa yapılarını sevmem. Ancak 27 Mayıs'tan önceki bir ay boyunca, üniformalıları çok sevdiğimi söylemeliyim.) Gençler, sevecenlik gösterileri yaparak, erlere sarılarak tanklara tırmanıyorlardı. Bir defasında subay, tankların üzerinden inmelerini rica etti. Eğer inmezlerse, onları vurmak emrini aldığını, bunu yapmamak için, kendini vurmak zorunda kalacağını söyledi. Öğrenciler ancak o zaman indiler tankın üstünden.
Sayfa 271Kitabı okudu
Zülfü Livaneli
Daha yürekli kocalar, kadını vurduktan sonra tabancayı kendi şakağına dayayıp intihar ediyordu. Besbelli Yusuf onlardan değildi. Şimdi bir sürü ceza indirimiyle hapse girecek, orada - ağır mahkum, leşi var diye- el pençe divan, saygıyla karşılanacak, bir kaç yıl yatıp çıktıktan sonra da muteber bir yurttaş olarak hayatına devam edecekti. Belki de daha önceki iki karısını öldürdüğünü, hapis yattığını söyleyerek televizyondaki evlenme programına çıkıp yeniden evlenmek istediğini söyleyen yaşlı adam gibi davranacakti. Adet böyleydi; Duvara "kahrolsun hükümet " yazdığı ya da okulda Deniz Gezmiş şiiri okuduğu için anti terör yasasına göre örgüt elemanı gibi gösterilip otuz yıla mahkum edilen gençler, öğrenciler gibi tehlikeli değildir toplum için. O gün; Türkiye Cumhuriyeti'nde sadece 2014 yılındaki 294 kadı cinayetine bir tane daha eklenmişti.
Sayfa 290Kitabı okudu
Acı Hikaye
Kaçırılan bir çocuğa dair ... Genç kadınların ısrarı üzerine hâkim bey kibarca öksürüp sandalyesinde biraz doğruluyor. Herkes ağzına bakarken, “Sizleri meşgul etmekten çekiniyorum gerçekten” diyerek yan çizme eğilimini belli edince karısının, “Hadi ama uzatma, herkes dinlemek istiyor” demesi üzerine tane tane, güzel bir Türkçeyle
Sayfa 163 - Kaçırılan bir çocuğa dairKitabı okudu
... Belki de daha önceki iki karısını öldürdüğünü, hapis yattığını söyleyerek televizyondaki evlenme programına çıkıp yeniden evlenmek istediğini söyleyen yaşlı adam gibi davranacaktı. Âdet böyleydi; onlara kader kurbanı deniyor, anlayış gösteriliyordu. Duvara "Kahrolsun hükümet" yazdığı ya da okulda Deniz Gezmiş şiiri okuduğu için anti terör yasasına göre örgüt elemanı gibi gösterilip otuz yıla mahkum edilen gençler, öğrenciler gibi tehlikeli değildi toplum için.
Sayfa 305Kitabı okudu
Reklam
Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu’nda büyümüş, Beyoğlu’nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden… Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi… İnsanın
Bu güne ithafen Mehmet Akif Ersoy o,güzel insan!
Uzun uğraşma ile yazdım arkadaşlar ÇEŞİTLİ BELGESEL VE YAZILARDAN ALINTILAR BULUNUYOR eksikler varsa affedin lütfen,yoruma yazıp bizi bilgilendirin saklı kalmamalı. Savaşın 2 büyük kahramanı varsa Bunlardan biri M.Kemal AtaTürk'tür..(Siyasi,Strateji ).Manevi anlamda ise M.Akif Ersoydur.Herkez'in onu İstiklal Marşımızı yazan şair olarak tanır
512 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.