Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Âdet böyleydi; onlara kader kurbanı deniyor, anlayış gösteriliyordu. Duvara “Kahrolsun hükümet” yazdığı ya da okulda Deniz Gezmiş şiiri okuduğu için anti terör yasasına göre örgüt elemanı gibi gösterilip otuz yıla mahkûm edilen gençler, öğrenciler gibi tehlikeli değildi toplum için.
64 syf.
10/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Moda, hayaller ve yanılsamalarla ilgilidir.
Stil-moda-giyim karmakarışık bir sistem. Ve bu karmaşık­lık, sadece işleyiş mekanizmalarında değil, insanda yarattığı duygularda da geçerli. Moda, onu giyen kişi hakkında hikayeler anlatan bir dildir. İngiliz moda tasarımcısı Katherine Hamnett'e göre "Giysiler, hepimizin anladığı sözsüz bir iletişim aracı." Moda bir ruh halidir.
Kural Tanımayan Bir Moda Kılavuzu
Kural Tanımayan Bir Moda KılavuzuEda Çakmak · Ayizi Kitap · 20192 okunma
Reklam
11 Ocak 1971 Deniz Gezmiş ve arkadaşları İş bankasını soydu (Resim) Canan Kaftancıoğlu: Mücadeleyi koşullarıyla değerlendirmezsek Deniz Gezmiş'e hırsız, Yılmaz Güney'e katil dememiz gerekmez mi? Bir de burdan bakalım. Canan Kaftancıoğlu karısı, nereden bakarsan bak. Deniz Gezmiş hırsız, Yılmaz Güney katildir. (Resim)Ekrem İmamoğlu: Mustafa
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Nasıl başlayacağım diye düşündüm durdum. Yazdım sildim sildikçe yazdım… İncelememin diğerlerinden daha farklı olmasını istiyorum. Özellikle bunun. Merhaba diye mi başlamalıydım ki? Hayır o zaman sanki ben sizi davet etmişim de misafirimmişsiniz gibi oluyor. Buraya ben sizi davet etmedim ve ayrıca merhaba diye başlamak incelemenin baştan ruhunu
125. Doğum Yılında Mustafa Kemal Atatürk
125. Doğum Yılında Mustafa Kemal AtatürkSalih Karaoğlu · Nesa Yayın · 20126 okunma
Demokrasi tek bir yapıya sahip değildir, çünkü hepsine sahiptir. Bir düzen (rejim) panayırıdır, asli meselesi hazlar ve hakları tüketmek olan insanların seveceği bir palyaço kıyafetidir. Ama yalnızca canının istediğini yapan bireylerin hükümranlığı da değildir. Demokrasi, tam da, insan topluluğunu yapılandıran bütün ilişkilerinin tersine dönmesidir: Yöneticiler yönetilenleri andırır, yönetilenler de yöneticileri; kadınlar erkeklerle eşittir; babalar evlatlarına eşiti olarak davranmayı öğrenir; yabancı ve göçmen, yurttaşla eşit olur; öğretmenler öğrencilerinden hem korkar hem onları över, öğrenciler de öğretmenle alay eder; gençler kendilerini yaşlılarla eşit görür ve yaşlılar da gençleri taklit eder; hayvanlar bile özgürdür, kendi özgürlüklerinin ve onurlarının farkında olan atlar ve eşekler sokakta onlara yol vermeyenleri itebilir.
Farkımız
Yaklaşık on yıl önce bir fuar programı için İngiltere’ye gitmiştik. Bu ziyaret sırasında, İngiltere’nin en başarılı birkaç okulunu görmek istedik. İngiliz bir eğitimci bize Eton College ve The Abbey School’u ziyaret etmemizi tavsiye etti. İlk önce Eton College’a gittik. 1441 yılında Kral VI. Henry tarafından kurulan okulda sadece erkek öğrenciler
Reklam
Evet ben de bir zamanlar Murat'la birlikle toplumu kurtarmak için az çalışmamıştım. Gençler, bir zamanlar böyle işlerle uğraşıyorlardı, ben de gençtim. Birden kendime geldim: öğrenciler yüzüme bakıyorlardı. Hemen derse başladım: Genel kuralları biraz uzattım tam kendime gelebilmek için. Hayır gençler bir zamanlar uğraşmıyorlardı sadece, her zaman uğraşıyorlardı.
Öğrenciler, gençler! Atatürk'ün gençliğe hitabesi işte bu günler için yazılmıştı. Siz sömürge evlatları olmayacaksınız. Yabancı dilleri de, ama önce kendi dilinizi, edebiyatınızı, tarihinizi iyi öğreneceksiniz.
Sayfa 133Kitabı okudu
Her şeyi görmeye çalışan insanın ümitsizliği, her çeşit insanı karanlık çabalar içinde görmenin verdiği bezginlik, zavallı karanlık insanların devrimlere yapışarak doğrulmaya çalışması, sefalet içinde öğrenciler, eylem dışında hiç tutunacak bilgi-görgü-sevgi vb. dalları olmayan ümitsiz gençler, bu arada toplumun ‘craze’leri, televizyon, seks, futbol, araba, kat, deniz kıyısı, geziler, gençlerin bölünüşü: eylemciler ve hippi kılıklı züppeler, tüketim sanayiinin dört nala gidişi, reklamlar, tüccarın birikim endişesi, miskin ve ruhsuz hocalar, öğrencinin başına geçerek büyük adamlık komplekslerini tatmine çalışan hocalar, Demireller ve onlar gibiler, küçük aydının moralist çabası, Ecevit, burjuva aydının ezilişi, esnaf ilerici yazarlar, sevgi propagandası yapan nefret dolu insanlar...
Sayfa 248 - İletişim
Saf ve masum gençler üniversiteye çocuksu kanıcılık­Ia giderler ve her türlü bilgiye sahip sözde profesöre, hatta varoluşumuzun küstah sorgulayıcısına, şöhretinin bin dilden coşkuyla duyurulduğunu işittikleri ve dersle­rini yaşlı başlı devlet adamlarının takip ettiğini gördükleri adama korkuyla karışık hayranlıkla bakarlar. Dolayısıy­la onlar oraya öğrenmeye, inanmaya ve saygı duymaya hazır olarak giderler. Şimdi bu yargı gücünden yoksun masum gençlere felsefe adı altında tepetaklak edilmiş tam bir düşünce karmaşası, varlık ve hiçliğin özdeşliği öğretisi, sağlam bir kafadan her türlü düşünceyi silip çı­karan bir sözcükler halitası, kaçıklar yurdunu hatırlatan saçma sapan lakırdı sunulursa ve Hegel'in öğrenciler için hazırladığı ders kitabından hareketle çürütülmez ve karşı konulmaz biçimde gösterdiğim gibi, bütün bunlar su katılmadık cehalet ve görülmedik bir ahmaklığın çeşnileriyle süslenmişse, o zaman bu gençler böyle bir boş laf kalabalığına bile saygı göstereceklerdir.
512 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.