Sanat terapisine oldukça olumlu yanıt verdiği gözlemle nen gruplar vardır. Bunlar:
Stresle mücadele eden yetişkinler
• Öğrenme güçlüğü çeken çocuklar
Beyin hasarıyla mücadele eden insanlar Travmatik bir deneyim geçirmiş insanlar Zihin sağlığıyla ilgili sorunlar yaşayan insanlar
• Evde ya da okulda, sosyal ya da davranışsal problemler yaşayan çocuklar
Depresyon, anksiyete sorunu olan ya da aile içi istismara maruz kalan bireyler
Anlayış gücü ve öğrenme kolaylığı demek istiyorum sevgili dostum. İnsan kafa eğitiminden beden eğitiminden daha çok yılar. Çünkü, bu çalışmada kafa yalnızdır. Beden onun çabasına katılmaz.
Zihnî tembellik ne yazık ki öğrenme mekanizmamızı ağırlaştırır. Eğitim müfredatımız âdeta öğrencilerin kafası dağınık olsun diye hazırlanmış gibi. Zavallı gençlerin bir konuda var olan bilgileri yutarak diplere inmelerine engel olunuyor. Yükümlü oldukları derslerin çeşitliliği gerçeğin kıyısından geçmelerine neden oluyor. Mevcut müfredatın temelden mantıksız olduğunu nasıl düşünsünler? Aslına bakarsanız eğitimimiz, öğrencinin yaratıcılığını ve becerilerini köreltiyor.
Lise öğrencilerimiz sıklıkla sınav sonrası toplanıp tören havası içinde okul kitaplarını yakar. Neden peki? Bu ne anlama geliyor?
Çünkü manen ölü okulumuz canlı fikirler yerine sıkıcı okul formüllerinin tozunu veriyor öğrencilerine. Öğrenme arzusu uyandırmıyor. Öğrencilerde bilim aşkını canlandırmıyor. Bilimi anlamayı ve ona değer vermeyi öğretmiyor.
Bilim aşkı ve öğrenme arzusu olmadan ne bilim olur ne bilimciler.
Aynı şekilde sanatsallık olmadan, sanat duygusu ve güzellik ihtiyacı olmadan sanat da olmaz.
İlk önce bilimsellik, sonra bilim gelir.
İlk önce sanatsallık, sonra sanat gelir.
Fizik Aşkına
Vücudunu bir deney ekipmanı gibi kullanır. Her zaman dediği gibi, "Ne de olsa bilim fedakârlıklar gerektirir."
Kesik çizgileri çizme yöntemi bazı öğrencileri o kadar kendin- den geçirmiş ki, "Some of Walter Lewin's Best Lines" (Walter Le- win'in En İyi Çizgilerinden Bazıları) başlıklı komik bir YouTube vi-
NEDEN OKUMALISINIZ?
Hayatı öğrenmede ve tam anlamıyla yaşamada, kavrama inmek, eleştirel düşünebilmek, akıl yürütebilmek ve bunları gerek sosyal, gerek iş-okul yaşantınızda kullanabilmek, kurduğunuz her ilişkinin her aşamasından doyum alabileceğiniz bir düşünce sistemi kazanmak için okumalısınız.
“SOKRATİK SORGULAMA SANATI” NEDİR?
Sokratik Sorgulama Sanatı eleştirel düşünme, akıl yürütme, bir konuyu derinlemesine inceleme, kavramsal düşünme, odaklanma becerisi hakkında yazılan ve bu konuların Sokrates’ten gelişini anlatan bir rehberdir.
KİTAPTAN NELER ÖĞRENDİM? KİTAPTAN BANA KALAN:
• Doğru ve oturmuş bir düşünce sistemi bireyin yapabileceklerini büyük ölçüde sınırlandırabilir.
• Yüzeysel öğrenme-sorgulama; geçicidir, anlık değişim vardır.
• Derin öğrenme-sorgulama; kalıcıdır, gelişim ve dönüşüm söz konusudur.
• Kitabı okumadan önce insanın “ömür boyu öğrenme ve gelişim” yolculuğunda olduğunu düşünürdüm, kitaptan sonra bu yolculuğun “doğru sorgulama” ile sürdürülebileceğini düşünüyorum.
• Terapötik iletişime Sokratik sorgulama teknikleri ile yön verilebilir.
Çok okurum. Yaşadığım sürece hep bir şeyler öğrenme arzusuyla dolu içim. Ama bildiğim ne kadar az şey var, ah! Bizim yapmamız gereken biricik şey, çalışmak, sadece çalışmaktır.
Eğer bunalmış hissediyorsanız, bu iyi.
Bu, sınırlarınızı zorladığınız anlamına gelir.
Eğer duygusal hissediyorsanız, bu iyi.
Bu, sizin için çok önemli bir şeyi bulduğunuz anlamına gelir.
Eğer emin değilseniz, bu iyi.
Bu, bir şeyleri öğrenme sürecinde olduğunuz anlamına gelir.
(1)
Bay_' ın kafasını kırman lazım önce, dedi. Cenneti sonra düşünürsün.
(2)
Harpo' dan bıktım, dedi. Evlendiğimizden beri tek düşündüğü bana lafını geçirmek. Karı değil, köpek arıyor kendine.
(3)
Dünyanın düzeni böyle. Biliyorum. Ama eğer böyleyse neden kalbim sızlıyor bu kadar?
(4)
Ne diye dövüyor seni, diye sordu.
Ben olduğum ve sen olmadığım için, dedim.
(5)
Yüzünü Harpo' ya çevirdi. Harpo, dedi, beni gerçekten seviyor musun, yoksa sadece rengimi mi seviyorsun?
(6)
Tuhaf geliyor dedi Bay__' la bana. Öyle birden bire. Gramofona benzetiyorum. Evin köşesinde ses çıkarmadan bir yıl ölü gibi dur, sonra biri bir plak koysun, birden hayata dön.
(7)
Dedi ki, "köle" gibi deme anne.
- Ne demeliyim (...)
- Tutsak, dedi oğlu.
(8)
Ne kadar cahil olduğumu fark etmemiştim, Celie. Kendi hakkımda bildiğim bir gıdım şey fındık kabuğunu bile doldurmazmış! Bayan Beasley öğretmenlik hayatı boyunca gördüğü en akıllı kız olduğumu söylerdi bir de! Ama ona bir şey için teşekkür borçluyum, bana kendi kendime öğrenmeyi öğrettiği için, okuyarak, çalışarak ve yazımı güzelleştirerek. Ve bir de içimdeki öğrenme isteğini canlı tutarak.
(9)
Celie, bu dünyada bizim de bilgilenmemizi isteyen siyahlar var! Gelip ışığı görmemizi isteyen! Hepsi babam ya da Albert gibi kötü ya da anam gibi ezilmiş değiller.
(10)
Celie, süslü desenleri olan parlak mavi kumaşlara sarınmış ışıl ışıl kuzguni siyah insanlarla dolu bir kenti gözünün önüne getirmeye çalış. İnce uzun boylular boyunları da uzun, sırtları dümdüz. Gözünde canlandırabiliyor musun, Celie? Çünkü bana ilk kez siyah görüyormuşum gibi geldi.