Hayata olumlu bakmanın, bizim ülkemizde, "Polyannacılık"tan öte bir karşılığının olmadığının farkındayım. Sanki boş bir inançtan bahsediyor gibi, safça bulurlar insanlar bu duruşu. Sürekli eleştirmenin, beğenmemenin bir tür öğrenme yöntemi olarak kullanıldığının da farkındayım. Olumsuz cümleler kurmak gerçekçi olmaktır çünkü bazıları için. Lakin bildiğim bir şey var ki, düşünce, his ve davranış birbiriyle çok ilgili. Kötü düşünen, kendini kötü hissediyor, kendini kötü hisseden, yeni bir adım atmak için cesaret bulamıyor kendinde. Cesareti olmayan da aynı kısır döngünün içinde dönüp duruyor.
Dijital ve sosyal medya kullanımındaki artışa bağlı olarak bireyler için depresyon, dikkat dağınıklığı ve öğrenme bozukluğu, anksiyete, siber zorbalık, uyku bozukluğu ve miyop, davranış sorunları, yasa dışı madde kullanımı, fiziksel ve zihinsel durum bozuklukları yaşama ihtimali artarken bu kişiler mahremiyet ve mahremiyetin tehlikeye atılması gibi durumlarla da karşı karşıya kalmaktadırlar.
Reklam
Psikanaliz, nevrozu belli psikodinamiklerin sonucu olarak görür ve buna bağlı olarak sağlam bir aktarım ilişkisi gibi diğer psikodinamikleri devreye sokarak iyileştirmeye çalışır. Davranış terapisi ise nevrozu belli öğrenme veya şartlanma süreçlerine bağlar ve buna uygun olarak rahatsızlığı ortadan kaldırmak için yeniden öğrenmeyi veya yeniden şartlanmayı öngörür.
Deneyimin sonucunda bir öğrenme ve sonrasında bir davranış değişikliği gerekir, eğer gerçekleşmiyorsa bu duruma sadece yaşanmışlık denir. Deneyim sürecinde yaşanmışlık ve süre tabi ki önemlidir, ancak deneyimin ön koşulu, yaşanmışlık ve süre değil öğrenilmiş ve davranış olarak hayata yansıtılmış derslerdir. Öğrenilmiş derslerin kalitesi, derinliği ve bu sürece olan adanmışlık kişinin uzmanlığı olan konuda bilgelik seviyesine ulaşma yolculuğunu da başlatır.
‘’Tevazu yaptıklarımızın gölgesinin varlığımızı örtmemesi, yaptıklarımızın putlaşmaması,yaptıklarımızın kölesi olmamaktır. Tevazu sana emanet olan varlığı işlemek ve hayata bir zenginlik olarak sunmaktır. Kendi davranış ve eserleriyle mekanı ve insanı beslemektir tevazu esneklik, tevazu sürekli öğrenmedir çünkü kendini üstün gören değil yetersiz gören sürekli bir öğrenme ve keşfetme yolculuğundadır’’
Sayfa 34 - Destek YayınlarıKitabı okudu
"Tevazu, yaptıklarımızın gölgesinin varlığımızı örtmemesi, yaptıklarımızın putlaşmaması, yaptıklarımızın kölesi olmamaktır, Tevazu sana emanet olan varlığı işlemek ve hayata bir zenginlik olarak sunmaktır. Kendi davranış ve eserleriyle mekanı ve insanı beslemektir. Tevazu esneklik, tevazu sürekli öğrenmedir. Çünkü kendini üstün gören değil, yetersiz gören sürekli bir öğrenme ve keşfetme yolculuğundadır." "Zanaatında ustalaşmak isteyen, yaptıklarını geride bırakmayı da bilmeli. Eserinden ziyadesiyle memnun olursan öğrenmeyi kesersin. Ben artık oldum dersin. Oracıkta kalır, yerinde sayarsın."
Reklam
280 syf.
·
Not rated
Anat Baniel, beyin alanında araştırmalar yapan, bu araştırmalara dayanarak beyin işlevlerinin arttırılabileceğini klinik deneyleri ile destekleyen ve en önemlisi ‘yapabilseydi yapardı’ inancına sahip bir klinik psikolog, dansçı ve yazar. Feldenkreis ile uzun yıllar çalışıp zaman içinde onun metodunu geliştirip kendi adını verdiği Anat Baniel
Sınırlarını Aşan Çocuklar
Sınırlarını Aşan ÇocuklarAnat Baniel · Doğan Kitap · 201587 okunma
SINIRLARI GENİŞLETMELİ
~KENDİMCE~ Öğrenmenin kelime anlamı; bir bilgiyi, beceriyi içselleştirmek ve bu bilginin, becerinin uzun süreli davranış değişikliğine yol açmasıdır. Yani içselleştirilen, akılda tutulan bilgi ve beceri kullanılmıyorsa öğrenme tam olarak gerçekleşmiş olmaz. Aynı şey hayvanlardaki öğrenmede de geçerlidir. İleri doğru attığınız bir nesneyi alıp
Ön Sözden
Biz hem gökyüzünün, hem yeryüzünün çocuklarıyız. Bu gezegen üzerindeki varlığımız süresince tehlikeli bir evrimsel yük sırtlamış bulunuyoruz. Bu yük torbasının içinde saldırıya ve töreye yatkınlık, liderlere baş eğme ve yabancılara düşmanca davranış gibi kalıtsal eğilimler yer alıyor. Fakat aynı zamanda başkalarına karşı şefkat, çocuklarımıza karşı sevgi, tarihten bir şeyler öğrenme ve giderek zekâ ve yeteneklerimize bir şeyler katma eğilimlerine de sahibiz; bunlar da hayatta kalmamıza ve refahımızı sürdürmeye yarayan etkenler... Yapımızdaki bu eğilimlerin hangileri üstün gelecek bilmiyoruz...
dr turhan bozkurt söylemişKitabı okudu
Sanat Psikolojisinin Önündeki 10 Güzergah
Sanata psikolojik açıdan bakmanın, onu psikolojinin bir araştırma konusu yapmanın, hatta sanattan beslenen bir psikoloji yaratmanın ve psikoloji bilgisine dayalı olarak sanatçılara önerilerde bulunmanın birkaç yolu bulunuyor. Bunlar, sanatın alt dallarına göre (örneğin, resim, film, tiyatro vd.) gibi, psikolojinin alt dallarına göre de (sosyal,
613 öğeden 381 ile 390 arasındakiler gösteriliyor.