Çocuğun büyümesiyle baba rolü, öğretmenler ve diğer otoriteler tarafından yerine getirilir. Onların emir ve yasakları ego idealinde güçlü bir biçimde kalır ve moral sansürün çalışması vicdan formunda sürer. Vicdanın talepleri ve egonun aktüel performansı arasındaki gerilim, bilinçdışı bir suçluluk duygusu olarak yaşanır. Vicdan ya da bilinçdışı suçluluk duygusu, aynı zamanda süperegonun egoya hükmetme biçimidir.
"Öğretmenler Günü'n kutlu olsun." "Öğretmen değilim." "Bana sevmeyi öğrettin aslanım, sayılmaz mı?"
Reklam
"Özür diliyorum ama sizlerle açık konuşmak istiyorum: Her meslekte olduğu gibi,öğretmenler arasında da mesleğine layık olmayan çok kişi var.Bunlar öğretmenlik etmeyi aşağılık bir iş kabul eden gündelikçilerdir.Böylelerine bir dost nasihati veriyorum: Öğretmenliği bırakıp kendilerine başka bir iş arasınlar.Tüccar olsunlar,başka işler bulsunlar ama canlı bir ruha ve bilgiye sahip fedakar insanların bulunması gereken yerleri işgal etmesinler.''
"Bazen" dedi Nietzsche, "öğretmenler katı davranmalı. İnsanlara zor şeyler de söylenmeli çünkü hayat zor, ölmek de zor."
Sayfa 99 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
“Okulda sevilen biri değildi. Oynanan oyunlara hiç katılmıyor, hele kavga ve boğuşmalardan kendini tümüyle uzak tutuyordu; hoşa giden bir özelliği varsa, öğretmenler karşısında takındığı kendinden emin ve keskin tutumdu. Adı Max Demian’dı.”
Öğretmenler arasında salaklar azınlıktadır sanırım… Bence de. Salaklar sarayda çoğunluğu teşkil eder.
Sayfa 41 - Charles DickensKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.