Ali Oğulcan Çapan

Ali Oğulcan Çapan
@ogulcanc
kitaplarla yaşar, sinema ile hayat bulur
Ben yirmi bir yaşıma kadar hiç hata yapmamıştım, ama mutluluğu da bulamamıştım. Çünkü kurulan hiçbir mantıklı denklemde yer almayacak kadar garip düşünceler geziyordu içimde. Sonra bir sürü hata yaptım. Yüzlerce. En küçüğünden en büyüğüne kadar. Birçok zaman teğet geçtim mutluluğa. Belki daha az düşünseydim, dokunabilirdim o sürekli duyguya ama mutluluğun, tatmin olmanın bir göz kırpması kadar kısa sürdüğünü anlamam zor olmadı. Uğruna hatalardan kaçınılacak bir bok değildi mutluluk!
Sayfa 396Kitabı okudu
Reklam
Yalnızlık kurşun geçirmez. Dostluk, aşk, aile geçirmez. Hiçbir şey geçirmez. Dışarıdan sokmadığı gibi içerden de çıkartmaz. Cerahat yapar. Antibiyotiğini de kendinde besler. Yeter ki nerede olduğu bulunsun... Ruhun nerede olduğunu düşünürüm bazen. Vücudumun neresinde? Sonra karar veririm. Ruhum, bedenimin bittiği yere kadar...
Sayfa 146Kitabı okudu
Konuşulanları dinlerken, bir yanda da bombardıman sırasında trende bulunanlar geldi aklıma. Kim bilir kaç kişi dumanlar içinde çığlık atarak yaşamını yitirmişti! Kimlerin kolu bacağı kopmuş, gözleri kör, kulakları sağır olmuştu! Bu bombardıman savaşın cılız bir yankısıydı sadece. Savaşın kendisi nasıl bir şeydi acaba?

Reader Follow Recommendations

See All
İki saat sonra kalabalığın içinde, sinemadan dar bir sokağa çıkan sanki başka birisiydi. Düşünüyordu: “ Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar”
Bütün hislerden ve düşüncelerden daha kuvvetli olan ve insanı hayatında sadece birkaç defa idaresi altına alan tabii ve hakim bir duygu şimdi ikisini de avucunun içine almıştı.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Reklam