Ogün Tekin

(Tiberius) eyaletlerinin vergi yükünü arttırmak için kendisini ikna etmeye çalışan yöneticilere şunu yazmıştır: "İyi bir çobanın görevi koyunun derisini yüzmek değil, yününü traş etmektir." (Tanrısal Tiberius, XXXII)
Reklam
"Roma'da, kütüphanemde yaklaşık beş bin kitabım vardı. Onları tekrar tekrar okuyunca, iyi seçilmiş yüz elli kitapla insani bilgilerin tamamının özetini olmasa da, en azından bir insanın bilmesi gereken her türlü bilgiyi elde edinebileceğimi fark ettim. Hayatımın üç yılını o yüz elli kitabı tekrar tekrar okumaya adadım; öyle ki tutuklandığımda hepsini ezbere biliyordum. Bu yüzden size Thukididis'i, Ksenophon'u, Plutarkhos'u, Titus Livius'u, Tacitus'u, Strada'yı, Jordanes'i, Dante'yi, Montaigne'i, Shakespear'i, Spinoza'yı, Machiavelli'yi ve Bossuet'yi anlatabilirim. Size sadece en önemli olanları sıraladım."
Sayfa 182Kitabı okudu
Ama en vahimi, yemek masasına oturur oturmaz, Vergilius'u övüp ölümün eşiğindeki Dido'yu bağışlayan, şairleri birbirine düşürüp felakete yol açan, Vergilius'u bir kefeye, Homeros'u öbürüne koyan kadındır. [...] Bir filozof gibi ahlaksal sorunlara bile sınırlar koyar; son derece bilgili ve belagat sahibi görünmek istediği için, kıvırmak zorunda kalır eteklerini dizinden yukarı, ve bir domuz keserek Silvianus'a çeyrek verip yıkanmak zorunda kalır. Koynuna aldığın karının kendine özgü konuşma tarzı olmasın, sakın, ya da konuşmayı dolandırıp çarpık bir kıyas yapmaya kalkmasın şiddetle, aman ha, bütün tarihi de bilmesin! Okuduğu kitaplardan anlamadığı bazı şeyler de olsun. Nefret ederim, Palaemon'un gramer kitabını açıp duran kadından, (Satura VI, 430-455)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Plutarkhos'la aynı düşüncedeyim; Aristoteles seçkin öğrencisine tasarımları kaleme alma sanatını ya da geometri kurallarını öğretmekle daha az meşgul oldu; bunların yerine yürekliliği, cesareti, yüce gönüllülüğü, ılımlılığı içeren iyi davranış ilkelerini öğretti ve hiçbir şeyden korkulmadığı zaman sahip olunan güveni verdi ona. Ve bu yüklemeyle genç adamı, 30.000 piyade 4.000 atlı asker ve sadece kırk iki bin altın eküyle tüm dünyaya karşı koymaya gönderdi.
Sayfa 214Kitabı okudu
Dokuzuncu çağ yaşanıyor, demir çağından da kötü bir çağ, doğanın kendisi bile bu çağın adiliğine bir ad takamadı, adlandıramadı bile onu, ondan çıkan bir madenle bile. (Satura XIII, 30)
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam