Çok ikilemli bir kitaptı benim için. Sevdim mi sevmedim mi pek çözemedim. Kitap sizi bazen öyle bir sıkıyor ki elinize almak istemiyorsunuz, bazende Holden karakterinin haklılıklarını okudukça kitabı bırakmak istemiyorsunuz. Kitapta beğenmediğim bir kaç şey var. Mesela giriş kısmından bir türlü çıkmaması gibi. O beni yeterince sıktı kitabı okurken.
Ama kitabın güzel yanı da çok haklı eleştirileri olan bir karakter var.
Holden herşeyden nefret edebilecek bir karakter ki ediyorda, herşeyden çok çabuk sıkılıyor. Arkadaşı ile buluşuyor sıkılıyor, hoşlandığı kızlarla sohbet ediyor sıkılıyor, öğretmenleri ile konuşuyor sıkılıyor. Öğüt, nasihat dinlemek istemiyor.Holden ağzından tek kelime çıksın istemiyor. Kimseyi takmayan bir kişilik ama kız kardeşi phoebe' yi asla kıramıyor, üzemiyor. Ölen diğer kardeşini de asla unutamıyor. Her şeyde aklına gelen ilk kişi oluyor. Sıkıldığı zamanlar da onun arkadaşlığına ihtiyaç duyuyor. Kitaptan ne anladın diye sorarsanız? Anlam veremediğim çok şey var. Diğer yandan da ne kadar canı acırsa acısın, ne kadar birilerinden nefret ederse etsin Holden kimseye kin tutamıyor ve geçmiş yaşamını çok özlüyor.
Evet sıkılıyorsunuz okurken ama bitirmekte istiyorsunuz. Farklı bir hissiyat var kitapta ben okudum bitirdim hala bu hissiyatı çözemedim.
Sonun da lanet kitap bitti..
Ah Holden..