Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem,
Boğazımda düğümleniyorsa lokma,
Buluttan nem kapıyorsam, vara yoğa
Alınıyorsam, geçimsiz ve işkilli,
Yüzüm öfkeden karaya çalıyorsa,
Denize bile iştahsız bakıyorsam,
Hep bu boyu devrilesi bozuk düzen,
Bu darağacı suratlı toplum!
Oktay Rıfat Horozcu
"En uzun yola bir adım atarak başlanır." denmiş. Adımladıkça tükenir yollar. En önemli yarışların final çizgisi bir adımla geçilir. Bir adım kala tanışılır acıların en büyüğüyle. Mutluluk bir adımla...
Arşimet'in, suyun kaldırma kuvvetini hamamda; Newton'un yer çekimini elma ağacının altında keşfetmesi türünden olaylar, rastlantıya dayanıyor gibi gözükebilir. Ancak bu rastlantılar, bu konular üzerinde hiç çalışmamış, hiç kafa yormamış sıradan kişilerin başına gelseydi sonuç ne olurdu? Ağır malzemelerin taşınması için tekerleğin icat edilmesi ya da geceler boyu mum ışığı altında çalışmak zorunda kalan Edison'un elektriği bulması gibi olayları rastlantıyla açıklamak ne kadar doğru olur ?
Zamanında kendisi de iyi bir kaleci olan Fransız düşünürü ve romancısı Albert Camus, "Ahlaka dair bildiğim ne varsa futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi." demiştir.
1832’deki 5-6 Haziran Ayaklanması’nın Gavroche’unu çizerken Hugo, onun nasıl barikatlarda cesetten cesede seyirttiğini, elindeki sepeti nasıl dişlerinin arasına sıkıştırıp, “cevizleri kırarak içini çıkartan bir maymun gibi” fişeklikleri nasıl boşaltıverdiğini uzun uzun anlatır. Delacroix’nın tablosunu gördünüz ise, bu anlatım size hiç de yabancı gelmeyecektir! Bu arada Hugo, Gavroche’a, 1830 Temmuz’undan kalma alışkanlığını bıraktırmaz: Gavroche yine günün havasına uygun dörtlükler mırıldanacaktır:
“Sevinç yeşerir hep yüreğimde, Bütün suç Voltaire’de.
Yoksulluk yazılmış alnıma, Bütün suç Rousseau’da.”
Barikatlarda kurşunlar vızıldadıkça, Gavroche’un dörtlükleri de sürüp gider. Her bir dörtlük, “boşluğu delerek yaklaşan bu yassı yüzlü canavarlara” ufak birer “fiske”dir. Gavroche bu oyunu başarıyla götürür; ne de olsa, mürekkep yalamış bir sokak çocuğudur o ve edebiyata da yatkınlığı vardır: Bir matbaada tam üç ay çıraklık yapmıştır. Dahası, anlı şanlı “Akademi” üyesi Baour-Lormian’ın ayak işlerine koşturmuş olmak da Gavroche’un dağarcığını epey zenginleştirmiştir.