Oğuzhan Gürler

Oğuzhan Gürler
@oguzhanadam
Umut, bir kıvılcım bile olsa; sonsuza dek ışık saçar.
Trabzon
16 December
9 reader point
Joined on December 2019
261 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
(Spoiler içermez) Uçak kazası sonucu farklı yaşlardan bir grup çocuk kendilerini ıssız bir adada bulur... Kitap gerek karakter değişimleri konusunda gerekse karakterlerin değişimini tetikleyecek olay örgülerinin seçiminde gayet başarılı. Alegorik bir eser ve bu anlatımı da gayet başarılı uyguluyor. Toplumların ne kadar kırılgan bir yapıya sahip olabileceğini gözler önüne seren eser, aynı zamanda korkularınızı, tutkularınızı; iyi ve kötü yanlarınızı bir grup çocuk üzerinden ele alarak kafanızda soru işaretleri oluşturmak konusunda da başarılı. Sineklerin Tanrısı zihin kütüphanenizde bulunması gereken bir eser.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080.5k okunma
Reklam
Oğuzhan Gürler tekrar paylaştı.
Her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “Örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. Zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. Saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. Mutluluğun bedelini öğrenirim. Ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. İnsanın gelenekleri olmalıdır.
Sayfa 103Kitabı okudu
“Büyükler bilirler” dedi. “Karanlıktan korkmazlar. Bir araya gelirler, çay içerler, tartışırlar. O zaman işler yoluna girer...”
Sayfa 112Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Bilinen ama söylenemeyenlerin ağırlığı çökmüştü havaya...
Sayfa 191Kitabı okudu
...korku sizlere zarar vermez, düşlerin zarar veremediği gibi.
Reklam
Aydınlık olduğu sürece, yeterince yürekliyiz. Ama sonra?
Sayfa 150Kitabı okudu
Demek istediğim şu... Bizden başka canavar yok belki...
Sayfa 106 - SimonKitabı okudu
“Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır.” Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Uğrunda harcadığım zamandır.” “İnsanlar bu gerçeği unuttular, sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeyden her zaman sen sorumlusun. Gülünden sen sorumlusun...” Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gülümden ben sorumluyum...”
“Evcilleştirmek için ne yapmalıyım?” “Çok sabırlı olmalısın. Önce benden biraz ötede çimenlerin arasında oturacaksın. Şöyle. Ben seni göz ucuyla süzeceğim, sen ağzını açmayacaksın. Çünkü sözcükler, yanlış anlama kaynağıdır...
...beni bir evcilleştirsen hayatım günlük güneşlik oluverir. Öteki ayak seslerinden apayrı bir ayak sesi tanırım. O sesler korkuyla kovuğuma kaçırtır beni, seninkiyse tatlı bir ezgi gibi yeraltından çağıracaktır. Bak, öteki buğday tarlalarını görüyor musun? Ben ekmek yemem. Buğdayın önemi yok benim için. Buğday tarlaları bana bir şey demiyor. Bu çok acı ama senin saçın altın renginde. Beni evcilleştirsen ne iyi olurdu, bir düşün! Altın rengindeki başaklar seni anımsatacak artık. Başaklardaki rüzgârı dinlemeye can atacağım.
Reklam
“Seninle oynayamam, evcil değilim.” “Kusuruma bakma,” dedi Küçük Prens. Biraz düşündükten sonra ekledi: “Evcil ne demek?” “Buralı değilsin besbelli. Ne arıyorsun burada?” “İnsanları arıyorum. Evcil ne demek?” “İnsanlar,” dedi tilki, “insanların tüfekleri vardır. Ava çıkarlar. Hepimizin rahatını kaçırırlar. Bir de kümeslerde tavuk beslerler. Başka dertleri yoktur. Yoksa piliç mi arıyorsun?” “Hayır, dost arıyorum. Evcil ne demek?” “Artık kimselerin umursamadığı bir geleneğin gereği. Bağlar kurmak demektir.” “Bağlar kurmak mı?” “Evet. Sözgelimi sen benim için şimdi yüz binlerce oğlan çocuğundan birisin. Ne senin bana bir gereksinmen var ne de benim sana. Ben de senin için yüz binlerce tilkiden biriyim. Ama beni evcilleştirirsen birbirimize gereksinme duyarız. Sen benim için dünyada bir tane olursun, ben de senin için.” “Biraz biraz anlıyorum,” dedi Küçük Prens, “bir çiçek var... Galiba beni evcilleştirdi.”
Domuzcuk, “Ben Jack’tan korkuyorum” dedi. “Onun için Jack’ı iyi biliyorum. Birinden korkunca ondan nefret edersiniz ama boyuna da düşünüp durursunuz onu. Kendi kendinizi aldatırsınız; aslında kötü değildir dersiniz. Ama onu görünce, tıpkı nefes darlığına tutulmuş gibi olursunuz, soluk alamazsınız.
Sayfa 105Kitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.