Arsen Lüpen aramızda! Aylardır gazetelerde marifetleri anlatılan, yakalanmaz hırsız! Şoför, tenor, bahisçi, zengin bir ailenin oğlu, genç, yaşlı, Marsilyalı tahsildar, Rus doktor, İspanyol boğa güreşçisi... Binbir kılıklı adam, Arsen Lüpen!
Beyaz adamlar gelmeden önce farklı geleneklerimiz varmış ama beyaz adamlar vahşi ve kavgacıymış. Dövüşmeye cesaret edecek kimse kalmayıncaya kadar erkeklerimizle savaşmışlar. İşte bu şekilde kendilerini şef ilan etmişler... Onlar şef olduklarında öfkeleriyle yüzleşecek başka adam kalmamış, o zaman bu garip beyaz adamlar kendi aralarında savaşmaya başlamış.
Tembeller, dinlenmenin o tatlı zevkine asla varamazlar, zira Pascal’ın da söylediği gibi ısınmanın zevkine varabilmek için önce üşümek gerekir ve dinlenmenin zevki de öncesindeki çalışmadadır.
Sabahın kızıl ışıkları pencerelere vuruyor, fakat ressamı aydınlatmıyordu, çünkü yeni bir günün özlemini duymuyordu; yıllardır yaşadığı, mucizelerinin kendisine değdiği, ancak tam aydınlatamadığı hayatın özlemini duymuyordu.
Sayfa 73 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Babam “İyi yolculuklar Pyotr!” dedi. “Komutanlarının sözünden çıkma, hizmetten kaçma ve şu atasözünü de aklından çıkarma, ‘Elbiseni yeniyken, şerefini de gençken koru!’”
Sayfa 10 - İlgi Kültür Sanat YayıncılıkKitabı okudu
Evimiz ne kadar kasvetli ve gri olursa olsun, biz etten kemikten insanlar, çok güzel olsa bile başka bir yerde yaşamaktansa orada yaşamayı tercih ederiz. Ev gibisi yoktur.
“Biliyor musun?” dedi itiraf eder gibi. “Bir daha asla kek yiyemeyeceğim galiba. On yıldan beri, Emma her hastalandığında insanlar kek gönderirdi. Hoş bir davranış elbette ama artık kek benim için hastalık demek.”