Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Neslihan
Neslihan
@oidipus_
karşılaştırmalı edebiyat
kocaeli
2002
194 reader point
Joined on July 2021
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Annesinin ve babasının yaptıkları yanlış yüzünden kader onu farklı durumlara, olaylara, yapmaması gerekeni yapmaya sürükledi. Bahtsız Oidipus babasını öldürdü kendini savunmak için, babasının kim olduğunu bilmeden..
Suçlu kim? Anne mi, tanrı mı?
Bir kahin sebebiyle uzaklaşmıştı oysaki evinden, yurdundan. Fakat o an yaşandı evlendi annesiyle. Çocukları oldu dört tane dört "lanet"... Yine kader onu kralın katilini bulmaya çağırdı. Dedektif edasıyla katili buldu yani kendini. Anlayınca tüm olanlar kahroldu sonra oydu gözlerini bu acıya dayanamayarak, istemedi kötü şeyleri görmek.. Kovdurmak istedi kendini ülkesinden..
Bir hiddet, bir olaya nelere yol açıyor görmeli insanlar,
dikkat etmeli söylediklerine, yaptıklarına, sergilediklerine..
Kral Oidipus'un "kaderi"
Oidipus başından beri başına gelecekleri bilmesine rağmen, kaderle savaşma uğraşına girmiştir, ondan kaçmıştır; yani gerçekten.. Aslında kaderden kaçtığını zanneder fakat aslında kaderi en yakınındadır. İokaste'nin (annesi) gördüğü düşün kahin tarafından kötü yorumlanmasıyla birlikte gelişen olaylar sonucunda; kader anne ve oğlu çok acı, talihsiz bir şekilde bir araya getirmiştir.
Sophokles'in bu eseri birçok tragedya şairine, ozanına öncülük etmiştir. Hatta Kral Oidipus psikolojiye bile etki etmiş ve Freud'un "Oidipus kompleksi" adlı psikoanalitik teoriyi ortaya atmasına sebebiyet vermiştir.
İyi okumalar dilerim.
Yazardan okuduğum ilk kitap olan Kırmızı Pazartesi, toplumumuzu yiyip bitiren "namuslaştırmak" olgusunun işlendiği ve bu olgu çerçevesinde herkesçe bilinen ve planlanan bir cinayetin (benim için), halkın bu konu hakkındaki düşünceleriyle harmanlanarak gerçekleşmesini konu alan bir eserdir.
Kitabın işlenişine gelecek olursam ,olayların gidişatı bana o kadar karışık geldi ki aküsü bitmiş arabayı itekler gibi bitene kadar itekledim kitabı ve bu yüzden olsa gerek kitapta verilen mesajı tam alamadım. Bir diğer eleştirim ise yan karakterlere verilen değerin, yerin ana karaktere verilmemesi. Onun duygularını da okumak isterdim..
Bu kitapta bahsedilen algoritmayı Yaşar Kemal'in Yılanı Öldürseler kitabını okuduktan sonra daha iyi anladım. Bu seferde karşılaştırmaya giderek Yılanı Öldürseler kitabının daha iyi olduğu kanısına vardım.
Kısacası kendi fikrim olaraktan kitabın çok abartıldığını düşünmekle beraber okunabilir bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
İyi okumalar dilerim.
Reader Follow Recommendations
Kişilerin ruh mahzeninde hayretlere düşürecek davranışlar eşliğinde Dostoyevski'nin (toplumsal konulara) mükemmel nokta atışları ve benzetmeleriyle harmanlanmış bir kitap sizleri bekliyor.
Yüzyıllar geçse de "budalalar" şekil değiştirmekten başka bir durum içerisine girmez. Ve bizim dünyamızda çok iyimser olmak gibi durumlar insanı budala konumuna getirebilir. Bunun yanı sıra insan ruhu bir labirenttir; bu labirenti sonuçlandırmak da karmaşıklaştırmak da insanın elindedir.
Dostoyevski' nin nam-ı diğer psikologların psikoloğunun, bu olguyu, eserinde tüm yüzyıllara hitap edecek şekilde anlatması, adına yakışır bir durum olduğu yadsınamaz bir gerçek. (Dostoyevski' ye olan hayranlığım bu sayede daha da büyümekte.)
Kitap hakkında birçok şey söylemek istemekle beraber söylemek de istemiyorum, okuyan kişilerin -sizin- bizzat yaşamasını istiyorum bu kitabı. Kitaptaki başkarakterimiz Prens 'nın -budala- etrafında döner olaylar. Bunun yanı sıra Prens'in yaşamına yön veren, olayların şekillenmesinde katkı sağlayan birçok yan karakter vasfına alamayacağım karakterler mevcut.
İyi Okumalar
Uğultulu Tepeler'i ölümünden bir yıl önce bitirmiş olan Emily Bronte'nin sırlarla dolu yaşamı, genç yaşta -kardeşlerin de yakalandığı hastalıktan- hayata gözlerini yumması...
Kitabın konusu hakkında bir şeyler söylemek gerekirse döneminin çarpıcı aşk romanı olması yanı sıra okuyanın bakış açısına bağlı olaraktan insana bambaşka -karmakarışık- duygular yaşatan, karakterlerin çarpıcı karar ve kişilikleri ile bezenmiş bir kitaptır Uğultulu Tepeler.
Emily Bronte'nin hayatından izler taşıyan bu kitap, bana fazlasıyla kasvetli ve dramatik geldi. Diğer yandan olay bakımından kendisini okutuyor. Tüm duyguların insanlar üzerinde güzel bir şekilde gösterilmesi de apayrı bir konu.
Daha da fazla konunun içeriğine inmeden burada bitiriyor ve iyi okumalar diliyorum (•‿•)
"İstiklal göklerdedir!"
Aldous Huxley'in kaleme aldığı Cesur Yeni Dünya, bulunduğumuz toplumun (bence) gelecekteki halinden parçalar taşıyan bir eserdir. Nicolas Berdiaeff'in de dediği "Ütopyalar gerçekleşebilir bir durumdur." Sürekli ve hızla değişen dünyamızda da Cesur Yeni Dünya'nın içinde geçen durumların olabilitesi yükselmektedir.
Yazarın kitapta kurduğu dünya ve onun kuralları okurken insanı şaşırtan türden.Örneğin karakterlerin savunduğu "Herkes, herkes içindir." durumu, bunun yanı sıra aile kavramının olmayışı ve yozlaşmış bir durum olarak kabul edilmesi...
Karakterlerin kendilerine eş arayışı, öğrencilere çocukluktan beri aşılanan algoritmalar, dış dünyada bulunan ögelerin korkunç, şaşırtıcı, iğrenç kabul edilmesi gibi daha nice durumlara kitabın içinde rastlayabilirsiniz.
Teknoloji toplumu ilerletip refah seviyesini yükseltir mi? Özgürlüğe sahip olmak durumu nedir?
Orhan Pamuk kaleminden dedirten bir kitap
Kitapta yapılan benzetmelerin, hikayenin içine pelesenk olması; diğer taraftan bu hikayenin başarılı bir biçimde işlenmesi ile, Orhan Pamuk okumaya devam edeceğimi bir yana koyarak kitabın içeriğine iniyorum -bir nevi tozlu bir kitabı elime alıp açıyorum- : Kitap, doğu ve batının temelini oluşturan iki efsaneyi ele almaktadır. Roman bunun üzerinde dönerken sorumluluk, kıskançlık, baba-oğul çatışması gibi insanın doğasında bulunan durumlar, olayın etrafını yemek kırıntısı bulmuş karıncalar gibi sarmaktadır.
Efsaneler tekerrür eder mi? Cem etrafını sarmış zorlu duygularla baş ederek hayatında istediği yere gelebilecek mi? Yoksa bu duygular onu esir alıp hayat hapishanesine tek başına kalmaya mecbur mu edecek?
Daha fazla derine inmeden incelememi burada bitiriyor ve iyi okumalar diliyorum. ｡◕‿◕｡
Simeranya
Her insanın kendi içinde dış dünyadan soyutlanmış biçimde oluşturduğu bir ütopyası vardır. Ütopyanın biricik kurulma amacı elbetteki dış dünyanın acımasız gerçekliği. Samim'in kurmuş olduğu Simeranya da böyle bir ütopyadır. Bu ütopya ile birlikte Samim'in insanlar üzerinde yaptığı ruh tahlilleri ve analitik düşünceler öne çıkmıştır. Diğer karakterlerin üzerinden yapılan doğu-batı çatışması, somut-soyut tartışmalar gibi bireyden topluma doğru giden konular da kaleme alınmıştır.
Aynı çatı altında bambaşka fikirlere sahip olan karakterlerin üzerinden ilerleyen Peyami Safa'nın son romanı olan "Yalnızız" kendi kişiliklerimizin doğrultusunda yaptığımız seçimler sonucunda gerçekleşen olaylar ile birlikte, zincirleme yaşanan içsel durumların işlendiği psikolojik romanıdır.
Söylenen durumlar ne gibi olaylara yol açacak? Verilen kararlar sonucunda mutluluğa mı yoksa hüsrana -pişmanlığa- mı ulaşılacak? İşte bu soruların cevabı kitapta !
Varvara ve Makar'ın muallakta olan ilişkileri çerçevesinde "insanların" yaşam mücadelesini, toplumsal olabilecek konuları ve karakterlerin içsel durumlarını ele almış; kısacası "İnsancıklar" ı ilk romanı olarak bizle buluşturmuştur Dostoyevski.
Kısa mecralı ve ilk romanı olmasına rağmen konunun derinlemesine işlenmiş olması Dostoyevski' nin sonradan yazdığı -iz bırakan- romanlarına da liderlik yapmıştır.
İlk defa Dostoyevski okuyacaklar için tam isabet bir romandır ki en doğru seçim olacaktır
iyi okumalar dilerim
Harese
Başkasının huzuruna ortak olmak huzurlu yapar mı insanı? veyahut huzursuzluğuna... Sevgi nedir? İnsanı huzura mı kavuşturur ya da bedbaht bir hale mi koyar?
Sevgiyle alakalı Zülfü Livaneli'nin Huzursuzluk kitabında geçen "Harese" örneğini verebilirim. Nasıl ki deve ağzının kanadığının farkında olmadan sevdikleri dikeni iştahlı bir şekilde yemeye devam ediyorsa insan da kör bir şekilde sevginin beraberinde getirdiği durumların farkında olmadan "kör bir şekilde", gülün dikenine katlanmaya alışmış vaziyette sevmeye devam eder.
Ahmet Hamdi Tanpınar' ın dilinin ahenkle kitap üzerinde oynaması, birçok konuyu ele alması, farklı alemlere sürüklerken durumlar üzerinde yaptığı eşsiz benzetmeler kitabın içine çekiyor insanı. Kitabın içinde geçen değerli besteler de tuzu biberi oluyor o dönemin içinde kendini bulmaya.
Mümtaz'ın iç monologlarıyla ilerleyen kitap, aynı zamanda diğer karakterlerin düşünce ve görüşleriyle harmanlanarak kült bir eser haline gelmiştir.
Stefan Zweig'ın alışılmışın dışında yer alan sabırsız Yürek, merhamet duygusunun Teğmen etrafında, yaşadığı olaylar çerçevesinde işlendiği ve bolca psikolojik tahlilin yer aldığı muazzam bir eser.
Merhametli olmak insanı "iyi insan" vasfına sevk eder mi? Merhametin insanın karşısına getirdiği hazin olaylar sonucunda yapması gereken kaçması mı yoksa cesaretini toplayıp savaşması mıdır?
"Merhamet iki tarafı keskin bir kılıçtır..." demiş Stefan Zweig.
Mehmet insanı yavaş yavaş yiyip bitiren zehirli bir iğnedir. Bu zehirli iğnenin panzehiri ise insanın kendisinde saklı. Siz siz olun merhametinize yenik düşüp içsel hayatımızı başınıza yıkmayın.
Beden ve ruhun yaşarken birbirinden ayrılması mümkün müdür? Bedenin insan için ne kadar önemi vardır?
Profesörün geçirdiği "kızıl öfke" yüzünden hapishanede yaşam mücadelesi verirken veyahut amaçsız yaşarken sonradan tanıştığı biri sayesinde astral seyahat deneyimlerinin konu olduğu "Yıldız Gezgini" nin ruhsal macerasını anlatıyor.
Jack London' un okuduğum ve çok beğendiğim ikinci kitabı olan bu düşünsel eser sevdiğim kitaplar arasında çoktan girdi bile. Yıldız Gezgini'nin yanı sıra dönemin adalet sistemine yapılan göndermeler ve hapishane içinde yaşanılan olaylar -özellikle Jack London seven birisi olarak- okunmaya değer.
Felsefeyi derinden hissettiren, "Ben" lik arayışını temel alan bir kitabın yanı sıra fakirlikten zenginliğe hayatın her halini adım adım yaşayan, yaşarken hangisinin peşinden gideceğini bulmaya çalışan Siddhartha' nın hikayesi.
Kısa mecralı bir kitap olmasına rağmen insanı soruların içine sürüklemeyi aynı zamanda bazı şeyleri sorgulatmayı başarıyor.
Benim gibi felsefeyle ilgilenmeyenler ama Siddhartha' yla birlikte bu yolculuğa çıkmak isteyenler için gayet ideal bir kitap.
İyi okumalar...
Masalımsı
15 Mayıs 2021
Kitabın son paragrafı, kitabın bütünlüğünü oluşturur nitelikteydi. Dedesinin aşıladığı masala dayanarak ve kendi hayallerine olan bağlılığından oluşan bir dünya...
Aynı zamanda dedesine duyduğu saygı ve minnetle beraber oluşan mahcupluk duygusunu okuyucunun iliklerine kadar hissettiriyor Cengiz Aytmatov. Aslında "çocuğun" , hayal dünyasında alışılmadık gerçeklikten kaçmasının ve kabuğuna çekilmesinin nedeni bu dünyayı çok iyi bilmeleri bir gerçektir.
Kitabın içerisinde geçen durumların masumca anlatılması kitabı yeni doğmuş bir bebek kokusu kadar rahatlatıcı ve masalımsı konuma ulaştırmayı başarıyor.
30.05.2021
Portrenin gizemli sırrı ile birlikte Dorian'ın benliğini bulmaya çalışması, çoğu olaya neden olan portrenin oluşumu bana göre baş karakter olmayı hak eden Lord Henry'nin klasisizmsel ve realist düşünceleri...
O zamanın güzellik anlayışının göstergeleri günümüze de yansımıyor değil. Klasisizm akımında oluşturulan seçkin, üsluplu, yakışıklı / güzel sıfatlarıyla; romantizm akımının içinde bulundurduğu insanlığın harmanlanması sonucunda ortaya çıkmış bir karakter: Dorian Gray. Bazı kitapları bitirdikten sonra birçok fikirler ve çeşitli duygular ortaya çıkar fakat bu kitap beni o kasvetli ortama sürükleyip o şeyleri bizzat yaşamamı sağladı.
İnce Memed'in gözündeki o parıltı benim gözüme de yansıdı kitabı okurken bazı şeylerde onunla beraber sevindim. En sonunda Yaşar Kemal'in diline hayran kalmaktan kendimi alamadım, kitabı daha çok anlatmak isterim ama (bunu diyeceğimi düşünmezdim) kelimeler anlatmaya yeterli değil. Anca bu yolculukta keşfe çıkıp anın tadını çıkardıktan ve deneyimledikten sonra İnce Memed 1 i okuyanları anlayabilirsiniz. İyi okumalar (◍•ᴗ•◍)✧*。
