Devlet yöneticilerini ve içerisinde yaşadığı toplumun insanını aşağılayarak, kendisini sözde elit sınıfın mensubu olarak gören insancıklar. Lütfen sakin olun.
Demoktaisden, insan haklarından, adaletten, sevgi ve saygıdan, huzurlu bir hayattan dem vurarak geldiğiniz bu günlerde; görmekteyiz ki dilinizden ve zihninizden sarf ettiğiniz gayrı ahlâkî ve gayrı insani söz ve fiilleriniz sizi yürüdüğünüz çizginin dışına çıkartmakta.
Sizler ilkeli, elit, saygın ve hatta akil vb. insanlar olarak kendinizi pazarlıyor iken bu haliniz nicedir?
İnanılan doğruların yanlışlanabiliyor olduğunu görmek şüphesiz her insanın canını yakabilir. Fakat akıllı, ilkeli, elit bir çizgide hayatını sürdüren insan, canı yandığı zaman öfkesini başka insanlardan almaya çalışabilir mi? Kendini bunda hak sahibi görebilir mi?
Hani insanlık?
Hani insan hakları?
Hani demokrasi?
Hani nerede o böğrünüze sapladığınız 6 ok?
Yazık ki ne yazık..
Acziyetin de bir ilkesi olmalı değil mi?
Budin Paşasının yüzü aydınlandı. Yahya Ağa demek ki ölmemişti. Paşa derin bir nefes aldı. Sevinmişti... Ama Yahya Ağa onu bu vakitte niçin görmek istiyordu?
- Hayrola evlat, hoş geldin. Lakin ne var?
- Paşa Baba! Estonibelgrad baskına uğrayacak. Düşman bu iş için 90 bin kişilik bir ordu düzdü. Sen ne yapacağını iyi bilirsin. Destur verirsen, komşu
Londra Hayvanat Bahçesi Rehberi’ne göre, 1867 yılında, Great Vance adıyla bilinen bir müzikhol sanatçısı 'Walking in the zoo is the OK thing to do' adlı bir şarkı söylemiş, böylece “zoo” (hayvanat bahçesi) sözcüğü gündelik dile girmiş. Londra Hayvanat Bahçesi de “Jumbo” sözcüğünü İngilizceye sokmuş. Jumbo 1865-1882 yılları arasında hayvanat bahçesinde yaşamış olan Afrika’dan gelme devasa bir filmiş. Kraliçe Victoria’nın da büyük ilgi gösterdiği bu fil son günlerini, Amerika’yı da dolaşan ünlü Barnum sirkinin bir yıldızı olarak geçirmiş ve adı, devasa boyuttaki şeylerin tanımı olarak ölümsüzleşmiş.
Kötülüğe, çirkinliğe karşı hazırlıklı ol, güzellik ve ilimden yüz çevirme, öğrenmekten yorulma. Bu dünyanın güzellikleri, kalbinin temizliği ve ilim, ok ve kalkanın olsun, silahın pusatın olsun…
Tanrı diyorum
Onun aklı bile şimdilik ikimizde.
Baksana Şubat'ı bile iki gün eksik yazıyor ikimiz için.
Ve sen 30 Şubat'ta gelmelisin
Öyle bir anlık bata çıka.
Korkma ne olursun!
Nasıl olsa kimse bilmeyecek ikimiz.
Ben ve Tanrı'dan başka
Ben ve Tanrı'dan başka