Yaklaşık 1 aydır çok merak ettiğim bir kitaptı ve sonunda okuma fırsatı bulabildim. Diğer romanların sahip olduğu yoğun duyguyu hafifletici bir mola gibi geldi bana bu kitabı okumak. Her ne kadar ‘kedinize asla aynı gözle bakamayacaksınız’ kısmını abartılı bulsam da -gayet de gözümde neyse o benim kedim hala- oldukça eğlenceli bir kitaptı.
🪔 Düşünün ki, biz insanlar evcil varlıklarız ve kediler de insanımsı varlıklar. Bir kedi de bizi besliyor, bize “Aç Adam Tavuklu” mamaları veriyor ve hamburgerle ödüllendiriyor. Üstüne üstlük bir de bu kedinin çok sevdiği bir komedi programında da tam tersi insanların kedi beslediğine dair bir ironide bulunuluyor.
Öte yandan, oldukça doğru tespitlerde bulunulmuş yerler de mevcuttu. Mesela tıpkı kitapta olduğu gibi ben de kedimi zamanında kedi tasmasıyla gezdirmeye çalışmış ama onun yere yatıp kalkmayarak yaptığı inatlar yüzünden başarısız olmuştum. Bir de mesela çocuklar için düzenlenen etkinliklerde küçük çocuklara kedi maskesi yapılırken, bir de kedilere insan maskesi yapıldığını düşünün. İşte bunun gibi noktalar en hoşuma giden yerlerdi.
Söz konusu Adam Manfried’i besleyen kedinin bir de dişi komşusu var. Kendisi yüksek lisans öğrencisi ve oldukça despot bir karakter. Sanırım kendisi bir Himalayan kedisi. Evet; kitabın sonunda karakterlere hayat veren kedilerin esinlenildiği cinsler ve hatta taslak çizimleri bile mevcut. Bu bağlamda oldukça başarılı! Önsöze bakılacak olursa, bu fikrin tasarlanması ve kağıda dökülmesi çok kolay olmamış. Ama sonunda değmiş; tavsiye ederim!