Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ağlamadan etimin iğneli beşiklerde bıraktığı izlere aldırmadan o mavi korularda ve dibektaşlarında bırakıp sözlerimin kalıntılarını açıkça konuşmak istiyorum. Besbelli ki leşler koruyor şehrin bedenlerini göğsünün kafesinde yalnızca pasak biliyorsun korkutulmuş bir kızın yüreğinden fışkıran beyaz güvercinleri sabahın köründe kalkan tirenlerdeki nefret hergün aynı kalafat yerine çekilmenin nefreti bunları bütün bunları biliyorsun dağlardan dönüyorsun o sağır yamaçlardan çevik bacaklarını getiriyorsun, ne çiçek ne de ninni boz şayaktan poturun dağlarda ne güzeldi şehre varınca artık meşinler giymelisin daha esmer daha kankusturucu sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.
Karanlık, hayatın içinde dolaşırken bizi saran bir örtü gibidir. 🌑 O karanlıkta, bazen yolumuzu bulmak zor olabilir, ama unutma ki her karanlık, bir aydınlık doğurur. 🌟 Zorluklarla dolu zamanlarda bile, içimizdeki ışığı korumalı ve ilerlemeliyiz. 💪🏼 Karanlık, cesaretimizi sınar ve bizi güçlendirir. 🌌 Sonunda, tüm engelleri aşarak zafer kazandığımızda, karanlık dönemlerin bize öğrettiği her şeyin değerini anlarız. 🏆 Unutma ki, her geceyi bir günün aydınlığı takip eder. 🌅 Gökyüzünde parlayan yıldızlar gibi, umut da her zaman yanımızdadır. ✨
Reklam
dışarıda bir, içeride binlerce Kayra vardı. ve o kadar uzun yaşayacaktı ki hepsine bir gününü ayırabilirdi. her gün bir yenisiyle tanışıyordum. tabii elini sıkan Kinyas da dünkünden farklı bir adam oluyordu. bunun için birbirimizden sıkılmıyorduk. her gün değiştiğimiz için. ama gerçek adlarımızı hatırlayamadığımız gün de gelecekti. o gün, dost olduğumuzu da unutacaktık.
Sayfa 61 - kinyasKitabı okudu
Bir kimsenin ölümünden sonra, hiçliğin bu geri tepmesi­ni kavramak ve inanmaya katlanmak o kadar zordur ki, or­talığa daima şaşkınlık gibi bir şey yayılır.
Ebu Zer iki şeyi hazmedemiyordu:
1. Valilerin tebaalarından daha üst bir seviyede yaşamaları Çünkü ona göre vali demek, ne demek idi? "Tebaasından önce acıkan, tebaasından sonra doyan adamdı!" Yani o önce halkı doyuracak, bütün halk doyunca ancak o doyacak! Bütün halkın doyması da pek mümkün olmadığı için, vali demek Ebu Zer'e göre aç adam demekti. Onun kitabında yazan bu! Çünkü o bunu görmüş Peygamber'den Ebû Bekir ve Ömer'den. 2. Sahabenin Hz. Peygamber Dönemi'nden farklı yaşamaları Ebu Zer bunu da hazmedemiyordu. O kendisine Efendimiz'den duyduğu (Kıyamet günü bana en yakın olanınız, onu dünyada nasıl bırakmışsan o hâliyle dünya hayatından ahirete göçen, bana kavuşanınızdır.) bir hadisi hedef olarak belirlediği için istiyordu ki bütün sahâbî de böyle olsun. Meşru ve helal bile olsa sahâbîye mal biriktirmeyi yakıştıramıyordu. Bu Ebû Zer'in içtihadıdır. İşte Ebû Zer bu iki şeyi hazmedemediği için mücadelesi hep bunun üzerinden yürüyordu.
"..Olayların belirsiz örgüsünde bana karşı kesin bir düşmanlık vardı, desem yeri var. Diyelim ki, beni boğmakta olan bir eli boynumdan söküyorum. O eli söküp atan kendi elimin, beni kurtarırken boynuma bir ip geçirdiğini fark ediyorum. İpi boynumdan dikkatle çıkarıyorum, ama bu kez de kendi ellerimle boğazımı sıkmama ramak kalıyor."
Reklam
Hemen alışılmadığını kendimde göstermiş de oldum (:
Gün boyunca, çoğu belki aynı olsa bile 50-60 bin düşünce geçiyormuş aklımızdan. Peki bunların kaçı olumlu düşünce? Hangi düşüncemizde kendimizle olan güzel bir iletişimimiz var? Hangi düşüncelerimiz kendimizi veya hayatı gerçekten sevmekten oluşuyor? Hangi düşüncemizde gülümsedik veya içimiz ferahladı?.. Aklımızdan geçirdiğimiz düşünceler bizim
Kasım b. Muhammed'den rivayet edildiğine göre Aişe (radıyallahu anha) şöyle dedi: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) 'Sana kitabı indiren O'dur. Onun bir kısım ayetleri muhkemdir. Bu âyetler kitabın esasıdır. Diğer bir kısım da müteşabihtir... Ancak akıl sahipleri düşünürler. (Al'i-Imran 7) âyetini okudu ve şöyle buyurdu: Kitabın müteşabih âyetlerini (fitne maksadıyla) yorumlamaya çalışanları görürseniz bilin ki Allah'ın anlattığı kimseler onlardır. Onlardan uzak durun. ' Buhari , Tefsir 3 ; Müslim, Ilim 1
Sayfa 56
- Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre dedi ki: Rasûlullah şöyle buyurdu: 'Allah'u Teâlâ sizin için üç şeyden razı olur. O'na ibadet edip hiç bir şeyi ortak koşmamanızdan, hep birlikte Allah'ın ipine sarılıp tefrikaya düşmemenizden, yönetiminizi eline teslim ettiği ulu'l-emre de nasihat etmenizden razı olur. Üç hasleti de kerih görür: Kil-u kal (dedikodu), malı zayi etme, çok soru sorma. Buhari, Zekat 53; Müslim, Ekdiye 12, 13
Sayfa 56
“Bre zavallı insan, az mı derdin var ki kendine yeni dertler uyduruyorsun. Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini kötülemeğe özeniyorsun. Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun? İçinde ve dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki! O kadar rahat mısın ki rahatının yarısı sana batıyor? Tabiatın seni zorladığı bütün faydalı işleri gördün bitirdin, işsiz güçsüz kaldın da mı başka işler çıkarıyorsun kendine?”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.