Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oksimoron, adamdır!
Biraz önce sözünü etmiştik, bizim toplumumuz yalnızca sanatçıda tüm yaşamın, hem ruhsal hem de bedensel aşkın kutsanmasına hoşgörüyle bakıyor. Çünkü sanatçıyı ciddiye almıyor, sanatçıyı tutarsız şeyler söyleyerek insanları eğlendirmeye çalışan bir soytarı sayıyor. Derin bir ruhsal bilgeliğe erişmiş olan kimseler de, ister herkese gülünç görünsünler ister görünmesinler toplum da tutarsız oldukları izlenimini yaratırlar. Bu yalnız bugün için böyle değildir, oldum olası, yüzyıllar boyunca hep böyle olmuştur. Çünkü yüzyıllardan beri toplum sözcüklerin ve düşünce alışkanlıklarının yanılgıya sürüklediği bireylerden oluşuyor. İnsanların temel karşıtlıklar arasında bir seçim yapabileceğine, zevkle acıdan, iyiyle kötüden, Tanrıyla şeytandan, ruhla bedenden birini seçebileceklerine inananlardan oluşuyor toplum. Ama sözcüklerle, deyimlerle birbirlerinden ayırabiliceğimiz şeyler gerçekte sınırlı içiçeliği yüzünden birbirilerine ayrılmıyorlar. Birisi çıkıp ta bu karşıtlar arasında kesin bir seçim yapılamayacağını söyleyecek olsa topluma ters düşüyor. Çünkü böyle bir kimse politikacıların da reklamcıların da yanılgısını paylaşmıyor demektir. Politikacıların da reklamcıların da inanışına göre daha kötü ve daha kötü olmadan daha iyi ve daha iyi olamaz ve bir mal bir kez istek uyandırmışsa o malın her zaman için isteklisi çıkar.