Oğuz Han tarafında beyaz sakallı, koyu saçlı, pek akıllı bir ihtiyar vardı. Pek anlayışlı, pek iyi düşünür bir adam idi. Bir bakıcı olan bu adamın ismi Uluğ Türk idi. Bir gün rüyasında, bir Altın Yay ve Üç Gümüş Ok gördü. Bu Altın Yay, doğudan batıya kadar uzanıyor ve bu Üç-Ok, gece tarafına uçuyordu. Uyanınca bunları Oğuz’a bildirdi. Ve bir
Çalışma Hayatının ve Umumiyetle Muvaffak Olmanın Kanunları 4
- Fikri çalışmalar için aynı saatlerde devamlı ve tertipli bir surette günde 2-3 saat bile kafidir. Büyük İslam filozofu İbni Sina dünyaca meşhur olan Kitâbüş Şifası'nı her gün sabah namazından sonra Bağdat'taki bir caminin, büyük bir kandili altında oturarak kuşluk vaktine kadar yani takriben 2 saat çalışmak suretiyle vücuda getirmiştir. Meşhur İngiliz filozofu Spencer muazzam eserlerini günde 2 saat çalışarak yazmıştır. Her sene bin, bin iki yüz sahifelik eser veren Fransız edibi Emile Zola'ya bu muvaffakiyetinin sırrını sormuşlar her gün yalnız 3 saat çalışır ve yazarım demiş. - Sebat et,genç dostum, sebat et... Damlaya damlaya göl olur ve aynı noktaya düşen damlacıklar zamanla mermeri bile deler. - Bir işe başladığın,bir dersi öğrenmeye, bir kitabı okumaya koyulduğu zaman telaş edip sabırsızlanma. Sakin ve metin ol. Yol al fakat acele etme. Sindirerek çalış ve öğren. - İşinde ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Küçük ihmalden bazen büyük zararlar doğduğunu unutma! - Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma. - Her gün iyi bir eserden yüksek sesle 5-10 sahife oku. Bu sayede konuşma ve söz söyleme istidadın gelişir. - Rastladığın edebi,felsefi bazı güzel parçaları ezberle. Bu sayede hem kelime ve ifade hazinen zenginler hem de hafızan kuvvetlenir.
Reklam
Oku, oku, her gün oku. Okudukça oku ki, ruhun nur-u İlâhî ile parlasın. Kalbin nur-u Kur'an'la temizlensin. Aklın nur-u İslâmla işlesin ve yükselsin.
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Akrep Ateşi
Babam hikâyeyi şöyle anlatırdı: Çok ama çok uzun zaman önce, Baltoro vadilerinin derinliklerinde bir akrep yaşarmış. Bu akrep hayatta kalmak için minicik böcekleri öldürüp yiyormuş. Günlerden bir gün bu akrep, bir gelincik tarafından yakalanmış. Akrep tüm gayretiyle kaçmaya çalışsa da gelincik onu yemenin eşiğindeymiş. Akrep tam yeneceği sırada bir kuyunun içine düşüvermiş. Kuyu çok derin olduğundan akrep bir türlü yukarı çıkarmamış. Boğulacağından emin olup son duasını etmeye başlamış: 'Ömrüm boyunca kaç canlıyı öldürdüm hatırlamıyorum bile ama bu sefer yakalanan ben oldum ve can havliyle kaçmaya çalıştım. Gel gör ki şimdi ne haldeyim! Hayattaki her şey gerçekten de muallak. Neden kendi bedenimi sorgusuz sualsiz o gelinciğe teslim etmedim ki? Öyle yapsaydım, belki de gelincik ömrünü bir gün uzatmış olurdu. Ne olur, Tanrım, kalbimi oku. Bir sonraki yaşantımı böyle çöpe atmama engel ol. Onun yerine bu bedeni herkesin mutluluğu için kullan. Duasını bitiren akrep bir süre sonra bedeninin alev aldığına, gecenin karanlığında gözalıcı bir ateşe dönüştüğüne şahit olmuş. İşte babam der ki o ateş şimdi bile yanmakta. Oradaki ateşin bu akrep olduğundan eminim."
Sayfa 69 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Yavuz abinin Zeynebe kitap okuması kalp ben..
"E kitap oku sen de Leyla'ya." "N' abayım?" "Biz her gün Zeynep'le sahile iniyoruz. Ben okuyorum, o dinliyo. Kitap heyecanlıysa bazen elimi tutuyo, bazen de kafasını böyle omzuma koyuyo. Yüreğim ısınıyo yanında. İşe yarıyo yani. Dene sen de."
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.