İnsan bir roman okuduğunda, bütün okudukları eski, bilinen şeylermiş gibi gelir ona... Ama kendin aşık olduğunda, kimsenin hiçbir şey bilmediğini, herkesin kendi başına karar vermesi gerektiğini anlarsın.
Tek yapabileceğim şey beklemekti. Annemle babamın beni kurtarmasını beklemek... böyle bir şeyi hayatta yapmazlardı gerçi.
Reklam
Ama Tanrı'ya inanmıyorum. İnanmak istiyorum. Ama inanamıyorum işte.
"Birkaç dakikada olan bir şey, seni sonsuza kadar değiştirebilir,"
Bu korkunç değişikliğin tek nedeni, kendine inanmayı bırakıp başkalarına inanmaya başlamasıydı. Kendine inanmaktan vazgeçmiş başkalarına inanmaya başlamıştı, çünkü kendine inanarak yaşamak çok zordu: Kendine inandığında sorunlarını kolay sevinçler arayan hayvansal "ben"in yararına değil, neredeyse her zaman bu hayvansal "ben"e karşı koyarak çözümlemesi gerekiyordu; oysa başkalarına inandığında ortada çözümlenecek bir sorun olmuyordu. Her şey zaten çoktan çözümlenmişti, hem de ruhsal "ben"e karşı, hayvansal "ben"in yararına çözümlenmişti. Ayrıca kendine inandığı sürece hep insanlar tarafından ayıplanmışken, başkalarına inandığında çevresindeki insanların övgüsünü kazanıyordu. Öyle ki, Nehlüdov, Tanrı, gerçek, varsıllık, yoksulluk gibi konuları düşündüğü zamanlarda çevresindeki herkes bunu yersiz, kısmen de gülünç bir șey olarak görür, annesi ve halası ona takılarak "Notre cher philosophe" derlerdi; roman okuduğunda, yakası açılmadık fıkralar ya da Fransız tiyatrosuna vodvil seyretmeye gidip sonra bunları keyifle anlattığında ise herkes onu övüyor, bunları yapmaya özendiriyordu. Gereksinimlerini kısıtlama gereği duyduğu, eski paltosunu giymeye devam ettiği ve içki içmediği zamanlar herkes bu yaptıklarını tuhaflık olarak görüyor, av için ya da çok süslü bir çalışma odası için büyük paralar harcadığında ise herkes onun zevkini övüyor, pahalı eşyalar armağan ediyordu.
Noldorin Elflerinin Âli Kralı Fingolfin atını tek başına Angband’a sürüp, teke tek dövüşmek üzere Morgoth’a meydan okuduğunda, kapıda şu şekilde bağırdı: “Öne çık, seni korkak kral, ki kendi ellerinle savaşasın! Mağaralara saklanan, köle güdücüsü, yalancı ve sinsi, Tanrıların ve elflerin düşmanı, gel! Çünkü senin ödlek suratını görmek istiyorum.” Sonra (diye anlatılır) “Morgoth geldi. Çünkü kumandanlarının gözleri önünde böyle bir meydan okumayı reddedemezdi.” Her darbede büyük bir çukur açan büyük çekiç Grond ile savaştı ve Fingolfin’i yerle bir etti; ama Fingolfin ölürken Morgoth’un koca ayağını yere çiviledi, “ve kara kan fışkırdı ve Grond’un açtığı çukurları doldurdu.Bundan sonra Morgoth topal kaldı.”
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.