GÜZEL BİR FİLM ÖNERİSİ VE YORUM - 1 : SATICI
Dün akşam Youtube Go aracılığıyla internet olmadan bedava film izledim. Filmi rastgele seçip indirdim öncesinde hiç araştırmadım. Sadece Aşgar Farhadi ile ilgili bir paylaşım mı ne görmüştüm onun üzerine Youtubeda "Aşgar Farhadi filmleri" yazınca Youtube Go programının arayüzüne indirdim evde. İlk önce Youtube Go'yu kısaca anlatayım. Bu
Evrenin doğuşunda, aşktan başka, kendini vermekten başka bir şey yoktu. Ama kısa süre sonra yılan Havva'ya, "Verdiğini kaybedeceksin," dedi. Benim başıma gelen de buydu; okuldayken cennetten kovulmuş gibi oldum ve o gün bu gündür yılana yanıldığını, yaşamanın yaşamı kendine saklamaktan daha önemli olduğunu nasıl söyleyeceğimi düşündüm. Ama haklı olan yılandı, yanılansa ben.
Sayfa 251 - Can Yayınları
Reklam
"Bırakalım da uyusun," diye mırıldandım kendi kendime, bir karşılık almayı beklemeden. "Evet, lütfen öyle yapın," dedi Shade gözlerini açmadan. Ancak dudakları tanıdık, yaramaz gülümsemesiyle kıvrıldı. Korkunç görüntüsüne ve yaralı bedenine rağmen gülüşümü bastıramadım. Yaptığı numara çok tanıdıktı. Shade okuldayken ya da ailemiz fısıldayarak konuşurken de uyuyor numarası yapardı. Sırf bu yöntemle ne kadar fazla sırrı öğrendiğini hatırladığımda, yine gülmemi engelleyemedim. Ben bir hırsız olarak doğmuş olabilirdim ama Shade de kesinlikle bir casus olarak doğmuştu.
Çocuklarımız okul bahçesinden çıkıyorlar. Çocuklarımız çocuk olmaktan çıkıyorlar. Çocuklarımız gülümsemekten, çocuklarımız onları kimsenin umursamadığını anladıkları andan itibaren, büyük ve anlamlı hayaller kurmaktan, çocuklarımız günahsız bahar sabahlarından çıkıyor, aradıkları hayatın bu ülkede olmadığını anlamış olarak çemberimizden çıkıyor, çocuklarımız düşlerinden çıkıyor ve şehrin gürültüsü içerisinde iyi bir maaş, güzel bir araba, kaloriferli bir daire sahibi olmak üzere sinemalardan, kitapçılardan, spor salonlarından çıkıyor, uzaklara gidiyor, orada yaşıyorlar. Okuldayken resmim çok güzeldi, diyenlerine rastlıyorum yıllar sonra. Tiyatroya kabiliyetliydim ama... diyenlerine. Şiir yarışmalarından birinde üçüncü olmuştum ben... diyorlarken duyuyorum onları. Aynı kasiyerin sırasında oluyoruz çünkü. Aynı maç kuyruğunda. Aynı internet kafede. Aynı belediye gişesinde. İçlerinden biri dönüp de bana, "Neden?" diye sormuyor. Şişman ve sessiziz, neden? İdealsiz ve sahipsiziz, neden? İştahlı ve iddiasızız, neden? Heyecansızız neden? Yaşamımız kuru ve boş, neden? Bir sorsalar söyleyeceğim, diyeceğim ki onlara: Yaşamın kendisi burada değil. Bu bir yutturmaca! Bu bir oyalamaca! Bu bir kandırmaca! Bu bir savmaca! Bu bir bıktırmaca! Yaşama benzeyen bir şeyler var. Ama dokunduğunuz şey yaşam değil. Ne yenilgiler yenilgilere benziyor, ne başarılar başarılara... Düşlerinizi unutmak mı istiyorsunuz: Haydi sınıflara!
Sayfa 128 - İz YayıncılıkKitabı okudu
226 öğeden 261 ile 226 arasındakiler gösteriliyor.