Manastırda, orada okuyan biraderlerin bakışları altında duran o tuhaf canavarların, o şaşırtıcı ve şekilsiz güzelliğin, o güzel şekilsizliğin ne faydası var?
O murdar maymunlar, vahşi aslanlar, korkunç kentaur'lar , yarı insanlar, çizgili kaplanlar, savaşan şövalyeler, borazanlarını öttüren avcılar ne işe yarar?
Bir başın altında birçok beden, bir bedenin üstünde birçok baş var. Bir tarafta dört ayaklı, yılan kuyruklu bir hayvan, diğer tarafta hayvan kafasına sahip bir balık.
Başka bir tarafta yine bir atın ön kısmı bir keçinin arkasıyla birleşmiş ya da boynuzlu bir hayvan bir atın arka kısmını almış.
Sözün kısası, her yerde öyle çok ve öyle şaşırtıcı bir biçim çeşitliliği var ki kitaplarımız yerine mermeri okumak, Tanrı'nın yasası üzerine düşünmek yerine bütün gün bu şeyleri hayretle seyretmek daha cazip geliyor.
Tanrı aşkına, insanlar bu çılgınlıktan utanmıyor olabilirler, ama en azından yapılan masraf karşısında dehşete kapılmaları gerekmez mi?
.
Sayfa 134 - Metis yayınları