Yazarın 'Gurur Ve Önyargı' dan sonra okuduğum ikinci kitabı.
Okumaya başladığımda karakterler farklı olmasa sanki o kitabı okuyormuş gibi oldum. İşlediği anafikir aynı; kadın, aşk, kadının o dönemdeki erkeklerden sonra yer alması, aile ilişkileri, statü farkları, miras ve evlilik.
Yazarımız bu kitapta zıt karakterlere sahip iki kız kardeşin yaşadıkları aşkı, üstte bahsettiğim fikirler doğrultusunda harmanlayarak anlatmış.
Marianne ve Elinor
Marienne; deli dolu, duygularını açıkca ifade eden, duygularını yaşayan, toplum kurallarına uyulması pek çok gerekliliği saçma bulan ve buna kızan, tutkulu bir aşık.
Elinor, mantıklı hareket eden, duygularını dışarı kardeşi gibi coşkulu sunmayan, daha çok mantığıyla hareket eden, aile bireyleri arasında annesi gibi denge kurmaya çalışan, kardeşini girdiği ortamlarda patavatsızlığa yer vermesin diye güzel bir anlatımla uyaran bir abla ve çok seven bir aşık.
Marianne ve Elinor acaba aşklarına kavuşabildi mi, mutlu son mu yoksa dönemin statü ve miras konusuna takıntılı aileler arasında aşkları paraya mı tercih edildi...
Keyifli okumalar.
#arkakapak
Jane Austen’ın ilk romanı Akıl ve Tutku, 1811’de yazarın ismini taşımayan bir kapakla, “bir hanımefendi tarafından” imzasıyla yayımlanmıştı. Austen ilk taslağında bir dizi mektup olarak kaleme alıp daha sonra nihai biçimine karar vererek tekrar yazdığı, en bilinen eserlerinden olan bu romanında 1700’lü yılların değer yargılarının gölgesindeki evliliğin, sosyal statünün, gerçek aşkın tabiatına dair, belki de asla eskimeyecek bir hikâye anlatıyor.
