84 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın eserlerini okumaya yeni başladım. İlk okuduğum eseri. Engin Kılıç’ın sadeleştirip günümüz Türkçesine uygun yazdığı eser gerçekten okunmaya değer olmuş. Yazar eleştirmek istediği insan tipini, toplum düzenini çok güzel ele almış. Hurafeler, defineler, büyüler... Batıl inançlara kapılmış biri zatın yaşamından kesit o kadar
Efsuncu Baba
Efsuncu BabaHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187.5k okunma
512 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
ÇAĞDAŞLAR-2
Favori (normalde bu lafı kullanmak büyük cesaret ister, çok okuyor olabiliriz ama çok okumak okuduklarımızın çoğunun bizim için önemli oldukları anlamına, onları içselleştirdiğimiz, bize biyografik anlam ve motivasyon katan eserler oldukları anlamına gelmez, bu sıfatı -favori- kullanmak dikkat ister, doğal olarak kişiliğinize yapışır çünkü)
Yarınki Yüzün Cilt 3: Zehir, Gölge, Veda
Yarınki Yüzün Cilt 3: Zehir, Gölge, VedaJavier Marias · Metis Yayınları · 2012114 okunma
Reklam
68 syf.
·
Not rated
Zweig bu kitabı 1920 'li yılların sonunda kaleme almıştır. Konusu tek taraflı bir aşkın naif anlatımından oluşuyor. Marjinal karakterleriyle ve eşine az rastlanır psikolojik çözümlemeleriyle okuyucuyu kendine hayran bırakan yazar, bu kez de aşık bir kadının saplantılı duygularını kaleme almıştır.. Bir ömür süren suskunluğun "isimsiz" bir mektupla son buluşu aşk, sadakat ve mutluluğun anlamlarını okuyucuya bir kez daha sorgulatırken, hikaye aynı zamanda Zweig'ın psikolog yanını belirgin bir şekilde ortaya koyuyor.. Okunmaya değer bir kitap ben 1. 30 saatte bitirmiştim..
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022227.3k okunma
188 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Epey bir ters köşe oldum bu kitapla. Ahmed Arif'ten Leylâ Erbil'e mektuplar kitabından dolayı Leylâ Erbil'i romantik bir kadın olarak canlandırmıştım kafamda. Bu kitabın yazarı Leylâ Erbil ise çok özgün bir kaleme ve çok özgür bir ruha sahip. Kitap 1970'lerde çıkıyor ama günümüzde bile hala tabu olarak görülen ve konuşulamayan cinsellik, ensest vs
Tuhaf Bir Kadın
Tuhaf Bir KadınLeyla Erbil · İş Bankası Kültür Yayınları · 20112,007 okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
Üniversite yıllarında tanışmış olduğum ve tarzı ile diğer bir çok yazardan ayırdığım Stephen Crane ile yollarımız yine kesişti. Daha öncesinde Sokak Kızı Maggie ve Kanlı Madalya eserlerini okumuştum. Her biri bende farklı bir etki bırakmıştı. Bu farklılaşmayı Canavar eserinde de hissettim. Öncellikle bu eserin Henry Johnson isimli siyahi bir adam ile toplumun çatışmasını yansıttığını söyleyebilirim. Henry beyaz ırktan olan bir çocuğu canı pahasına yangından kurtarır ve bu yangından ağır bir şekilde hasar alarak çıkar. Yüzündeki derin yaralar neticesinde ise zaten toplumun dışladığı görmezden geldiği bir bireyin daha fazla toplum dışına itilmesini konu alan bu hikaye aslında toplumun ne kadar medeni olursa olsun cahilliklerinden ödün vermeyeceğinin de bir göstergesi. Belki birey tek başına bir anlam ifade etmeyebilir ama bireyler bir araya gelip toplumu oluşturduklarında ne kadar acımasız olabilecekleri de bir gerçektir. Çünkü herkesin yaptığı bir yanlış artık normalleşir ve doğru kabul edilir. Evet, Henry Johnson bir çocuğu kurtardı ama bu kahramanlıktan sonra siyahi biri olarak hayatı aynı kalacak mı? Toplum onu ödüllendirecek mi yoksa cezalandıracak mı? Kıyısından köşesinden Bülbülü Öldürmek (Harper Lee) eserine benzetsem de okunmaya değer güzel bir eser olduğunu düşünüyorum. Stephen Crane'i bir de ırkçılık konusunu irdelerken okumak, toplum eleştirisini farklı bir dille gözlemlemek isteyen tüm okurlara tavsiye ederim. Kitapla ve saygı ile kalın :)
Canavar
CanavarStephen Crane · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,247 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
Keyif ve biraz da sızıyla okuduğum bir kitap oldu. Anlatması okumasından daha zor. Pek çok karakter var kitapta. Hepsinin anlatısı kendi zaman algılarının sınırlarına çarpıyor. Bir oyunun içine hapsolan Popielski (bu zar oyunu dünyanın yaratılışını temsil ediyor), deli diye etiketlense de doğa anaya ait bir kadın olan Başak, gerçek yolunu bulamayan Pawel ve daha pek çoğu; bazen tanışarak, bazen hikayelerini ortak kılarak, bazen birbirlerine teğet geçerek ilerliyorlar zamanda. Zaman ise doğrusal aktığı halde yarattığı karakterlerle onu bükülebilir de kılmış yazar. Büyülü gerçekçilik öğelerine de rastladığımız eserde ölüm, yaşam, ölümün yaşamı (evet evet ölümün yaşamı), varoluşun amacı, önlenemez düşüş ve çürüyüş hem karakterler hem dünya tarihinin geneli üzerinden anlatılıyor. Bir Polonya kasabasında geçiyor hikaye. Dünyadan soyutlanmış ve fakat dünyanın tüm zehrini içine akıtabileceği bir kasaba bu. Yıkımları, doğumları, savaşları, acıları, ölümleri, kötülüğü, şefkati saklıyor göğsünde. Nesnelerin de bu hikayede yeri bambaşka. Bir kahve öğütücüsü sadece bir kahve öğütücüsü değil mesela. Kimi zaman dünyayı toz duman eden bir makine. Bitkilerin ve hayvanların yeri de keza öyle. Bir köpek olmayı algılamak, bir ağaç olmayı algılamak nedir, hissediyoruz satırlarda. Alt anlamların bu kadar fazla olmasında yazarın psikolog olmasının etkisi büyüktür sanıyorum. Üç nesil, iki savaş ve bolca iade edilmesi için gönderilen mektup içeren bu kitap, okunmaya değer.
Kadimzamanlar ve Diğer Vakitler
Kadimzamanlar ve Diğer VakitlerOlga Tokarczuk · Timaş Yayınları · 2020611 okunma
Reklam
908 öğeden 671 ile 680 arasındakiler gösteriliyor.