Mevlana'nın pergel metaforunda olduğu gibi:
Cemal Süreya'nın deyişiyle "Öyle bir Müslüman ki Marx da bilir, Nietzche de bilir, Rimbaud da bilir. Salvador Dali de sever, Nâzım da okur."
Boyuna dudakları kıpır kıpır ediyordu, bir dua okur gibi.
Sayfa 26Kitabı okuyor
"Başkaldırının, protestonun, seslenişin, yükselişin ve alçalışın kitabı 
Dinle, Küçük Adam
" insanı konu alan bir deneme kitabı.
Yazar bu kitabı sanki okuru rahatsız etmek adına yazmış, dili akıcı ve sade olsa da üslubu keskin ve sert..
Bu keskin ve sert üslubun ardından okur kendini merceğin altına koymaktan alıkoyamıyor..
Aslında kendimize
KOC BURCU SIIRI
Ateşin ilk kıvılcımı, Koç burcu adıdır,
Cesaretiyle bilinir, her işe atılır. Öncüdür, liderdir, yol gösteren yıldız,
Güçlü bir iradeyle, daima ışıldar.
Başlamaktan korkmaz, meydan okur hayata,
Yüreğinde bitmeyen bir enerji Kavganın ortasında, yılmaz bir savaşçı,
Tutkusu ve hırsıyla, zirvede kalır her an.
Dürüstlükten şaşmaz, doğrularla yaşar,
İçindeki çocuğun, masumiyeti taşar.
Kızdığında ateş gibi, yanar, yakar, söner,
Ama sevgisi derindir, kalplerde iz bırakır.
Selam dostlar,
Bugün size daha önce kalemiyle tanışıp sevdiğim bir yazarın yeni kitabıyla geldim. 
mehmet metinçerkez beyefendinin kaleminden #karşıyakaçernobil kitabının yorumuyla sizlerleyim.
Daha önce yazarımızın #tamarzi kitabını okuyanlar mutlaka hatırlayacaklardır. Gülçiçek'in Osman'ı gözünün nuru evladı İstanbulda Tıp fakültesini okur bitirincede ataması olana kadar köyüne döner. Köyünde ki gelişim onu sevindirirken aynı zamanda köylünün iyi niyetinin kullanılması zoruna gider her ne kadar bunu köylüye anlatmaya çalışsada başarılı olamaz. Bu arada #tamarzi kitabında geçen Osman'ın katşı komşusu olan Hayri'nin iyi niyetle saf duygularını istismar ederek elinden alınan altın tepsinin kalan hikayesinide alan kişinin başına gelenleride öğrendiğim için ayrı mutlu oldum(oh demedim desem yalan olur) Karadenizin bir köyüne tayini çıkan Osman büyük bir heyecanla geldiği hastanede günler geçtikçe umudu kırılır. Bomboş hastanede kendini geliştiremeyeceği için üzülen Osman Ankarada ki sevdiceğinin yanına gitmek ister tamda bu sırada nükleer santralin patlaması ve gazın yağmurlarla hava olaylarıyla ülkemizi gelecek söylentisi karadeniz halkının tedirginliği ve bu konuda yeterli açıklamanın yapılmaması karşısında halkın huzursuzluğunu ele alırken yazarımız araya Fadime ile Memiş'in tertemiz aşkını, Memiş'in derdini de anlatarak ayrı bir tat bırakıyor biz okuyuculara. Kitap hakkında yazdıkça yazasım geliyor ama birazda siz merak edin değil mi?
Kesinlikle sıkılmadan rahatlıkla ve keyifle okuyacağınız bir kitap benden tam not aldı ve size gönül rahatlığıyla tavsiye edilir.
Çok okumak iyi bir okuyucu olduğu anlamına gelmez. Eline geçen her şeyi okumak sürekli okumak, okumayacağın kitapları bile satın alıp eve yığmak, yıllar içinde bile kapağını açacak fırsat bulamamak insanı kaliteli okur yapmaz.
Kaliteli bir okur hangi kitabı neden okumak istediğini bilir. Ona göre seçer, ona göre de okur. Bilinçlidir. Onu manipüle edemezsin. Bir kitap çok satıyor diye, editörler bunu okumadan evvel ölmeyin diyor diye okumalar yapmaz. Kaliteli okurun nedenleri vardır... Soruları vardır, bu yüzden bir okuma disiplini ve tarzı vardır.
Sayfa 35
