Kararlarına sahip çıkmak, yanlış kararlarının sorumluluğunu üstlenmeyi gerektirir. Her insanın yapabileceği bir şey olmadığı için kişi inkar etme yoluna gider, bahanelerle avunur.
kişinin bütünlüğünü, benliğini algılayamamsından kaynaklanır bu. Oysa birey yanlış veya doğru tüm gerçekleriyle bir bütün haline gelir. Zaten yaşanmadan, deneyimlemeden hayat olabilir mi? Bizi en iyi geliştiren şey de hatalarımızdır bence. Yaşanmadan çevremizde akıp giden hayat bizden bir şey götürmediği gibi bize bir şey de katmaz. Beyazına sahip çıktığı kadar siyahını da sevmeli insan...
"Ben bir insandım"
Bu cümle kitabın genel özeti gibi aslında.Yıllarca eziyet gören, ordan oraya bir malmış gibi alınıp satılan insanların bir özeti.İnsan canının değerinin parayla ölçülüp biçildiği, 10 yaşından bile küçük kız çocuklarının köle diye alınıp satıldığı bu dünyanın özeti.Bütün bunlara karşı insanların da sadece üzülüp merhamet göstermesi en büyük zulüm aslında.Üzülürsün ama onlara bir paçavra gibi bakmaktan da alıkoymazsın kendini.Senin gibi olamadığı için üzülürsün.Oysa senin gibiden kastın üzerindeki şık elbise altındaki son model arabadır.İnsanlık kısmını kimse düşünmez.Kimin kalbinde ne taşıdığına kimin ne kadar yürekli olduğuna kimse takılmaz.Hayatın parayla alıp sattığın şeylerden ibarettir.Bu kitabı okuyunca insanlıktan bir kez daha utandım.Kadınlara sadece bir cinsel obje olarak bakan tüm insanlar adına utandım.Böyle şeyler adına üzülmek utanmak az kalır.İçimizdeki iyi yanın ağır basması dileğiyle.Sevgili Livaneli'nin soluksuz okuduğum bu kitabını herkese tavsiye ederim.
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100.3k okunma