Merhaba Abbas Sayar’ın “Yılkı Atı” kitabıyla geldim.
Yılkı, tabiatta serbest dolaşan yabani atlar anlamına geliyor. Günümüzde çiftçi gibi hayvana ihtiyaç duyan fakat kışları hayvanı besleyebilecek maddi gücü olmayan kişiler bu atları kendi kendine yiyecek bulması için doğaya salar, sıcak mevsimde hayvana ihtiyacı olduğunda yakalarlar. Fakat bu uygulamaların yapıldığı yerlerde yabanda gezen çok at olduğundan tekrar aynı at ertesi sene yakalanamayabilir. Sonuçta, ihtiyaç hayvan olduğundan, hangi hayvanın yakalandığı önemli değildir. Böylece at, seneden seneye başka kişilerin hizmetinde kullanılır. Bu nedenle bu atların sahibi de yoktur. Ayrıca ehlileştirilmemiş anlamında da kullanılan bir sözcüktür.
Yukarıdaki bilgiyi okuduğumda bu geleneğe sadece maddi imkansızlıklar nedeniyle hak vermiş olsam da biraz yadırgadım. Bir hayvanı başıboş bir şekilde doğaya salmak, özellikle de hava şartlarının kötü olduğu zamanlarda aç bir şekilde bırakmak merhamet işi değil.
Kitabın kahramanı Doru Kısrak, yıllarca sahibine hizmet edip yarışları kazanmış fakat yaşlanınca acımasızca doğaya bırakılmış bir yılkı atı. Acımasız doğa koşullarında hayatta kalma mücadelesine şahit oluyorsunuz. Hüzün dolu..
üslup olarak ise yazar, Anadolu köy yaşantısını, şivesini tüm doğallıyla muhteşem bir gözlem gücüyle aktarmış. Atlar üzerinden insana dair çok fazla şey de söylemek istemiş. Yetişkinler dışında gençlere de şiddetle öneriyorum
Naçizane tavsiyemle,
Kitapla kalın..