Biz Kur'an'ı nasıl okuyalım ve nasıl anlayalım diye kendimize bir soru sorduğumuzda vereceğimiz cevap şöyle olmalı:Son vahyin ilk muhatapları olan sahâbe nesli bizler için çok önemlidir; onların anlayışları ve uygulamaları esas alınmazsa her kafadan bir ses çıkar... İşte bugün birileri kendi şahsi yorumlarını bize dayatma adına, Efendimiz'in ve sahâbenin uygulamalarına dikkate almıyor ve bizlere de alınmaması konusunda telkinde bulunuyor;ama inşallah bizler bu oyuna gelmeyeceğiz.
Okuyalım İnşAllah.
Bak, sinema perdeleri gibi her saat başka bir âlem gösterir, başka bir şekil alır. Buna dikkat et ki; o kadar karışık, sür'atli, kesretli, hakikî perdeler içinde ne kadar mükemmel bir intizam vardır ki, herşey yerli yerine konuluyor. Hayalî sinema perdeleri dahi, bunun kadar muntazam olamaz. Milyonlar mahir sihirbazlar dahi, bu san'atları yapamazlar. Demek, bize görünmeyen o padişahın çok büyük mu'cizeleri vardır.
Reklam
Humur nedir? Başörtüsü mü, boyun örtüsü mü? Nasıl anlaşılmalı ve tesettürün ölçüsü nasıl konmalı? Bu sorulara birileri, kendi kafasına göre yorumlar yapmışlardı. Onları bir tarafa bırakalım; biz Kur'ân'ı nasıl okuyalım ve nasıl anlayalım diye kendimize bir soru sorduğumuzda vereceğimiz cevap şöyle olmalı: Son vahyin ilk muhatapları olan sahâbe nesli bizler için çok önemlidir; onların anlayışları ve uygulamaları esas alınmazsa her kafadan bir ses çıkar... İşte bugün birileri kendi şahsi yorumlarını bize dayatma adına, Efendimiz'in ve sahâbenin uygulamalarını dikkate almıyor ve bizlere de alınmaması konusunda telkinde bulunuyor ama inşallah bizler bu oyuna gelmeyeceğiz.
Mühim. Okuyalım inşaêllah
O, Bütün Noksan Sıfatlardan Münezzehtir Efendiler! Allah Teâlâ'yı varlıkların özelliklerinden ve mahlûkatın sıfatlarından tenzih edin. Birbirleri üzerine konan, mekâna muhtaç cisimler gibi, Allah Teâlâ hakkında "istivâ" kelimesini, "bir mekâna oturmak" anlamında açıklamaktan akîdelerinizi temizleyin. Nitekim Allah Teâlâ bundan münezzehtir. "Allah Teâlâ; yukarıdadır, aşağıdadır, mekâna muhtaçtır, el ve göz gibi âzalara sahiptir, gelerek veya intikal ederek inebilir" demekten sakının. Zira her ne kadar Kur'an ve Sünnet'te zâhiren bunlara işaret eden kelimeler vârid olsa da, bunların asıl manalarını gösteren âyet ve hadisler de gelmiştir. Öyle ise bu konuda yapılması gereken, selef-i sâlihînin şu sözlerine uymaktır: "Müteşâbih âyet ve hadisler hususunda takip edilmesi gereken yol; bunların hepsine iman edip, Allah Teâlâ'yı keyfiyet ve mahlûkatın sıfatlarından tenzih ederek asıl manasını O'na ve resûlüne havale etmektir. Nitekim mezhep imamları da bu yolu izlemişlerdir. Allah Teâlâ'nın kendi zatını sıfatlandırdığı müteşâbih âyetleri yalnızca okuyup açıklamasına girmeden susmak daha uygundur. Bunların tefsirini Allah ve Resûlü'nden başka hiç kimsenin yapmaması gerekir. Fakat müteşâbih âyetleri, muhkem âyetlerden manasına uygun olanına hamledebilirsiniz. Çünkü muhkem âyetler Kur'an'ın temelini oluşturur. Ayrıca müteşâbih âyetler, muhkem âyetlerle asla çelişmez."
SubhanAllah.. okuyalım İnşaAllah
Demişler ki: “Kur’an alfabesinden yedi harf Fâtiha’da yoktur. O yedi harf şunlardır: (Peltek) Sâ, cîm, (noktalı) hâ, (keskin-ince) zâl, şîn, (peltek-kalın) zâ ve fâ.” 𓅫 Neden bu yedi harf Fâtiha’da yoktur? Çünkü bu harfler azabı hatırlatmakta ve hissettirmektedir. Şöyle ki: Sâ, sübûru ve veyli yani yazıklar olsun anlamını; cîm, cehennemi; hâ, hızyi, rüsvalığı; zâl ve şîn zehir ve şehîkı aynı zamanda zakkumu ve şekaveti yani cehennemi ve cehennemliklerin yemeğini hatırlatmaktadır. Fâtiha’yı okuyan, anlayan ve içindekilerle amel edenler, inşallah cehennemden ve cehennemliklere söylenenlerden kurtulmuş olacaklardır.
Hz. Esma bint Ebi Bekir
Aktaracağımız bu rivayetin ravisi Hz. Aişe, olayın aktörü Hz. Esma'dır. Biliyorsunuz, Nur Süresinin 31. ayetinde geçen humur kelimesi üzerine bu topraklarda bayağı fırtına koparılmıştı. Humur nedir? Başörtüsü mü, boyun örtüsü mü? Nasıl anlaşılmalı ve tesettürün ölçüsü nasıl konmalı? Bu sorulara birileri kendi kafasına göre yorumlar yapmıştı. Onları bir tarafa bırakalım da biz Kur'ân'ı nasıl okuyalım ve nasıl anlayalım diye kendimize bir soru sorduğumuzda vereceğimiz cevap şöyle olmalı: Son vahyin ilk muhatapları olan sahabe nesli bizler için çok önemlidir, onların anlayışları ve uygulamaları esas alınmazsa her kafadan bir ses çıkar. İşte bugün birileri kendi şahsi yorumlarını bize dayatma adına, Efendimiz'in ve sahabenin uygulamalarını dikkate almıyor ve bizlere de alınmaması konusunda telkinde bulunuyor ama inşallah bizler bu oyuna gelmeyeceğiz.
Sayfa 65
Reklam
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.