Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ama gene de ona yazmak, hep onun için yazmak, onu durmadan anlatmak, nerede olduğumu bildirmek istiyorum. Ben buradayım sevgili okuyucum, sen nerdesin acaba?
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
Okuyucum, siz de çocuk oldunuz ve belki de hâlâ çocuk olmanın mutluluğunu yaşıyorsunuz. Muhtemelen (kendi payıma hayatımın en güzel günlerini bu şekilde geçirdim) güneşli bir günde, bir ırmağın kıyısında, çalılıktan çalılığa koşarak, keskin açılar çizen ve karşısına çıkan tüm dalların uçlarını öpen yeşil ya da mavi bir kızböceğinin peşinden koşmuşsunuzdur. Düşüncelerinizin ve bakışlarınızın bu vızıldayan burgaca, hızlı uçuşu nedeniyle şeklini kavramanın mümkün olmadığı gövdesini çevreleyen lal ya da gök mavisi rengindeki kanatlarına nasıl tutkulu bir merakla sabitlendiğini hatırlarsınız. Kanatlarının titreşiminin ortasında belli belirsiz seçilebilen, dokunulması ve net bir şekilde görülebilmesi mümkün olmayan bu havai yaratık size nasıl da büyülü, sihirli görünür! Ama nihayet bir sazın büyülü, sihirli görünür! Ama nihayet bir sazın ucuna konup, tülden uzun kanatlarını, mineden uzun elbisesini, birbirleriyle birleşmiş iki kristal küre gibi görünen gözlerini yakından izlemenize izin verdiğinde, nasıl bir şaşkınlık yaşadığınızı ve onun yeniden gövdesiyle gölgelere, varlığıyla hayallere karıştığını gördüğünüzde nasıl korktuğunuzu hatırlarsınız! İşte bu duyguları anımsamanız, Gringoire'ın şimdiye kadar bir dans, şarkı ve uğultu karmaşasında hayal meyal görebildiği Esmeralda'yı cisimleşmiş, elini uzatsa dokunabileceği bir halde hemen karşısında bulduğunda neler hissettiğini anlayabilmenizi kolaylaştıracak.
Nerede/yiz
"Ben buradayım sevgili okuyucum. Sen nerdesin acaba? "
Korkuyu Beklerken
Korkuyu Beklerken
Oğuz Atay
Oğuz Atay
Okuyucum, siz de çocuk oldunuz ve belki de hâlâ çocuk olmanın mutluluğunu yaşıyorsunuz. Muhtemelen (kendi payıma hayatımın en güzel günlerini bu şekilde geçirdim) güneşli bir günde, bir ırmağın kıyısında, çalılıktan çalılığa koşarak, keskin açılar çizen ve karşısına çıkan tüm dalların uçlarını öpen yeşil ya da mavi bir kızböceğinin peşinden koşmuşsunuzdur. Düşüncelerinizin ve bakışlarınızın bu vızıldayan burgaca, hızlı uçuşu nedeniyle şeklini kavramanın mümkün olmadığı gövdesini çevreleyen lal ya da gök mavisi rengindeki kanatlarına nasıl tutkulu bir merakla sabitlendiğini hatırlarsınız. Kanatlarının titreşiminin ortasında belli belirsiz seçilebilen, dokunulması ve net bir şekilde görülebilmesi mümkün olmayan bu havai yaratık size nasıl da büyülü, sihirli görünür! Ama nihayet bir sazın ucuna konup, tülden uzun kanatlarını, mineden uzun elbisesini, birbirleriyle birleşmiş iki kristal küre gibi görünen gözlerini yakından izlemenize izin verdiğinde, nasıl bir şaşkınlık yaşadığınızı ve onun yeniden gövdesiyle gölgelere, varlığıyla hayallere karıştığını gördüğünüzde nasıl korktuğunuzu hatırlarsınız! İşte bu duyguları anımsamanız, Gringoire'ın şimdiye kadar bir dans, şarkı ve uğultu karmaşasında hayal meyal görebildiği Esmeralda'yı cisimleşmiş, elini uzatsa dokunabileceği bir halde hemen karşısında bulduğunda neler hissettiğini anlayabilmenizi kolaylaştıracak.
Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?
Reklam
+Elinizdeki kitap "Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?" sorusuyla bitmektedir. -"Buradayım" yanıtını verenlerin çoğalması dileğiyle..
Sen benim hiçbir şeyim olmasaydın da (bu muazzam bir felaket olurdu benim için) sadece okuyucum olsaydın ve ben de bunu bilseydim, bu bile yeter bir saadet olurdu benim için.
Seyit Kutub’un hezeyanları!
Seyit Kutub’un Hazreti Osman efendimiz hakkındaki akıl almaz iftiraları ile zekât konusundaki İslam’a zıt, sosyalizm benzeri sözlerini iki yazımda kaleme almıştım. Pek çok okuyucum Seyit Kutub’u böyle bilmediklerini ifade ederek başka hatalarının olup olmadığı konusunda sorular sordular. Bu itibarla kendisi hakkında bir yazı daha almaya karar
Evvela okuyucum; bunlar hikâye değil tarihtir. Jacques'ın edepsizliklerini anlattığın zaman kendimi Tiberius'un hovardalıklarını anlatan Suetonius'dan daha suçlu bulmuyorum. Zaten Suetonius'u okursanız onda hiçbir kabahat balmazsınız. Neden Catullus'u, Martialis'i Horatius'u, Juvenalis, Petronius'u okurken
Sayfa 209Kitabı okudu
Reklam
"ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?"
Sayfa 196 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
" Ben burdayım sevgili okuyucum ya sen neredesin?"
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Gençlerle Başbaşa, hacmi küçük lakin içinde barındırdıklarıyla oldukça büyük bir kitap. Yazar öyle güzel bir üslup kullanıyor ki, okurken adeta bir yakınınızdan nasihat dinliyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Size sürekli "Genç arkadaşım/yolcum/ okuyucum" diye sesleniyor ve diyorsunuz ki tamda ihtiyacım olan şey bu; bana çalışıp öğrenmenin yolunu gösterecek, elimden tutacak biri. İşte kitap tam olarak bunu sağlıyor. Size başarılı olmanın, muvaffak olmanın yol ve yordamını gösteriyor. Ardından muvaffak olmanın şartlarına geçiyor ve bunun ilk şartı olan "İradeli olmak" üzerinde epeyce duruyor. Ve yazarımız kitapta tekrar tekrar şu cümleyi vurguluyor: "İnsan zekâsı ve bilgisiyle değil, ancak iradesi ile insandır." Bir sonraki bölümde iradenin terbiye edilmesinin olmazsa olmaz şartı olan çalışma ve gayretten bahsediyor. "Çalışmanın değeri kemiyetinde değil, keyfiyetinde ve verimindedir." diyerek verimli çalışmanın şartlarını anlatıyor. En son olarak da "Muvaffak olmanın kanunları" başlığı altında, altın değerinde birçok tavsiye veriyor. Herkes alıp okumalı diye düşünüyorum. Muhakkak kardeşinize, yeğeninize ve öğrencilik çağında kim varsa okutunuz. Hatta özellikle öğretmen arkadaşların öğrencilerine okutacağı kitaplar arasına eklemelerini tavsiye ederim.
Gençlerle Başbaşa
Gençlerle BaşbaşaAli Fuad Başgil · Yağmur Yayınları · 202115,7bin okunma
Makbule Bilge'nin Dünyası... @bidunyakitapgrubu
"...Yazdıklarımla aramdaki mesafeyi kaldırmaya gayret ettim. Okur; hikayelerimi okumak yerine, 'seyretsin' istedim." "Okuyucum... Anlattıklarıma kulak kabartan,kahramanlarımı izleyen ve hissettiklerimle 'hemhal' olan birisi işte."
Sayfa 11 - İletişimKitabı okudu
İhtirasım bu değil gibi geliyor ama
—Sizin gibi ihtirasları olan bir adamdır o, okuyucum; sizin gibi meraklıydı, sizin gibi patavatsızdı, okuyucum; sizin gibi sorular soruyordu. —Ama neden soru soruyordu? Bu da güzel bir soru doğrusu. —Öğrenmek ve sonra da öğrendiklerini başkalarına aktarmak için soruyordu; tıpkı sizin gibi okuyucum...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.