Kitap savaş sırasında (farazi bir savaş bu; 3. Dünya Savaşı veyahut Atom Savaşı denilebilir.) güvenilir bir yere götürülmek üzere yola çıkan bir uçak dolusu çocuğun, uçaklarının saldırıya uğraması sonucunda bir mercan adasına düşmeleri ile başlar..
Bu çocukların yaşları 6 ila 12 arasında değişmektedir.. Düşülen mercan adasında önce çocuklar demokratik bir biçimde belirlenen kurallar çerçevesinde naif bir yaşam sürdürür.. Fakat bir süre sonra çocuklar arasında iktidar hırsı baş gösterir... Öyle bir hırs ve gözü dönmüşlüktür ki bu, sonu iki masum çocuğun hayattan kopmaları ile biter.. Simon’un ölümü gerçekten kan dondurucuydu; hakeza domuzcuğunki da öyle, işin kötü tarafı bu cinayetleri işleyenlerin en büyük 12 yaşında olan çocuklar olması..
Bu kitap bana şunu düşündürdü: Yetişkinler dünya mücadelesini çocuklar adına üstlendikleri için çocuklar halen masumiyetlerini koruyabilmektelerdi.. Lakin ne zaman ki çocuklar başlarında yetişkinler olmadan hayatlarını idame ettirme mecburiyetinde kaldılar, işte o zaman onlar da tıpkı büyüklerin olduğu gibi canice ve vahşice davrandılar..
Kötülük ve iyilik doğuştan insanın içinde var olan kavramlardır.. Sadece her ikisi de gün yüzüne çıkmak için uygun zamanı kollar..
Dünyayı çocuklar yönetsin diyen zihniyet eminim bu kitabı okuduktan sonra böyle beylik laflar edemeyecektir...
Okuyunuz efendim..!