"Ona göre sorun hayatlarımızın kısa olmasında değil, birçoğumuzun zamanı kötüye kullanmasıydı. Hayat kısa olduğu için kızmak yerine bize verilen süreden olabildiğince faydalanmalıyız."
#𝘆𝗸𝘀 Bu benim işim! Bunu başarmak için en önemli şey, olabildiğince erkenden başlamaktır, Hatta büyük bir kısmını halletsek iyi olacak.
Sayfa 53 - EZR yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Joyce kişiliği konusunda alçakgönüllüydü. Kendisini psikolog Jung'a "çok az erdemi olan, aşırılıklara ve alkolizme yatkın bir adam," şeklinde tanışmıştı. Ne deha olduğunu kabul ediyordu, ne de hayal gücünün enginliğini; yalnızca yazarken beyninin olabildiğince normal işlediğini söylüyordu. (10 Kasım 1907).
Sayfa 102 - Sanatın İçinde ve Dışında James JoyceKitabı okudu
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 9 days
Ahirette yaşanılacaklar hakkında gerçekten etkileyici bir kitap. İmam Haris, üslubu ve betimlemeleriyle o dehşet verici veya sevinç dolu anları yaşatmaya çalışmış, ki bence başarılı olmuş. Okuduktan sonra gafletten olabildiğince kaçınmaya gayret etmemiz gerektiğini anladım. Çünkü hiçbir şey Allah'ın rızasından daha fazla bizi mutlu edemez.
Farzet ki Öldün
Farzet ki ÖldünHaris El Muhasibi · Polen Yayınları · 2006735 okunma
Azizin ne olduğu değil, aziz-olmayanların gözünde ne anlam taşıdığıdır ona dünya-tarihsel değerini kazandıran. Onun hakkında yanılgıya düştüklerinden, onun ruhsal durumlarını yanlış yorumladıklarından ve onu kesinlikle kıyaslanamaz ve yabancı türden insanüstü bir şey olarak kendilerinden olabildiğince güçlü bir biçimde ayırdıklarından dolayıdır ki: tüm halkların, tüm çağların hayal gücüne hükmedebildiği olağanüstü gücünü elde etmiştir aziz. O kendini tanımamıştır; kendi ruh hallerinin, eğilimlerinin, eylemlerinin el yazısını, Kitab-ı Mukaddes’in pnömatik yorumu kadar abartılı ve yapay olan bir yorum sanatına göre okumuştur. Doğasındaki eciş bücüş ve hastalıklı yan, tinsel yoksulluk, vicdan rahatsızlığı, mahvedilmiş sağlık, aşırı gergin sinirlerle bir arada kendisinin de, onu seyredenlerin de bakışlarından gizlenmiştir. Özellikle iyi bir insan değildi, özellikle bilge bir insan hiç değildi: ama insani ölçülerde iyiliğin ve bilgeliğin ötesine uzanan bir şeyi imliyordu. Ona inanmak, tanrısal ve mucizevî olana, tüm varoluşun dinsel bir anlamına, gelecekteki bir kıyamet gününe duyulan inancı destekliyordu. Hıristiyan halkların üzerinde ışıldayan bir kıyamet-güneşinin akşam parıltısında, azizin gölgesi müthiş büyümüştü, öyle bir yüksekliğe ulaşmıştı ki bu gölge, artık tanrıya inanmayan çağımızda bile, azizlere inanan yeterince düşünür bulunmaktadır hâlâ.
‘‘Aptallığa karşı benim misilleme anlayışım, ona olabildiğince çabuk bilgelikle karşılık vermektir: Belki bu sayede ona yetişebiliriz..."
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.