İçimde özlemini çektiğim şey arzulardan ziyade arzulama arzusuydu; daha güçlü, daha bağımsız daha tutkulu daha doyumsuz istek duyma.
Tek bildiğim yalnızlığa, tek başıma böyle yanıp tutuşmaya daha fazla dayanamayacağımdı.
Reklam
Ortakyaşam ilişkisi kurma eğilimi gösteren kişilerin birbirlerini bulmada gösterdikleri çabukluk ve beceridir. Bu, bilinçli bir seçim yapmaksızın olağanüstü bir sezgi yoluyla, iki kişinin birbirine doğru yaklaşması biçiminde gerçekleşir. Herkes kendi benliğinin ulaştığı olgunluk derecesine eşit olgunlukta birini bulur. Gerçi bazen görünürde kişilerden biri çocuksu ve ilkel davranışlarda bulunurken diğeri sağduyuyu temsil eder, ama sağduyuyu temsil eden kişi aslında kendi içindeki çocuğa yabancılaşmıştır ve onu karşısındaki insanda sever. Bir başka deyişle, aslında kendini sever. Çocuksu davranan taraf ise vaktiyle ana-babasından alamadıklarını şimdi alma çabasındadır. Bunu gerçekleştiremediği gibi, kendisine saygısını da yitirir. Üstelik, kendisine karşı ana ya da baba rolünü üstlenen kişinin egemenliğine teslim olur. Gerçekte onun da baba ya da ana rolü oynayan bir çocuk olduğunu ve kendi bağımlılığına dolaylı yoldan doyum aramakta olduğunu göremez. Öte yandan, kendi benlik sınırlarını çizememiş birisi ile olgunlaşmış bir insan arasında bir ilişki kurulamaz, hatta başlayamaz. Birbirlerinin varlığını fark etmezler bile!
Acı çekmek için bile yeterli duyguya sahip değildim.
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Evli olan 40 yaşındaki Bay Oft daha önce hayatında hiç yapmadığı bir şeyi yapmaya, gizli gizli internette cinsel içerikli sitelere girmeye başlıyor. Bu yetmiyormuş gibi çevresindeki kadın- larla konuşurken de uygun olmayan cinsel içerikli kelimeler kullanıyor. Tedavi görmek için gittiği klinikte çalışan hemşirelere ve diğer hastalara sarkıntılık etmeye kalkınca yargıç hapsine karar veriyor. Hapse gitmeye hazırlandığı gece ağır baş ağrısı şikâyeti ile hastaneye kaldırılıyor. Yapılan testlerde yazı yazmada ve çizim yapmada güçlük çektiği de ortaya çıkıyor. Virginia Üniversitesi Hastanesinde beyninin MRI çekildiğinde beyninde, sağ orbitofrontal kortekste yumurta büyüklüğünde bir tümör olduğu ortaya çıkıyor. Ameliyatla tümör alındıktan sonra olağanüstü bir şekilde Bay Oft'un davranışları normale dönüyor, cinsel içerikli sitelere de girmiyor. Bay Oft bir yıl kadar sonra tekrar baş ağrılarından şikâyet etmeye başlıyor. Ayrıca anormal davranışları da yeniden su yüzüne çıkıyor. Beyin MRI çekildiğinde ilk ameliyatta tümörün küçük bir parçasının beyinde kaldığı ve aradan geçen sürede yeniden büyümüş olduğu anlaşılıyor. İkinci bir ameliyatla bu tümör de alınınca uygunsuz davranışlar ve cinsel içerikli internet sitesi tutkusu da kendiliğinden kayboluyor.
Reklam
Tanımadığım kötücül bir haz beni ele geçirmişti ve artık hiçbir utanç duygusu ona teslim olmamı engelleyemiyordu.
her şeye rağmen ondan gerçek sahici bir duygu kopartabilmiştim sonunda: nefret ve dizginsiz öfke!
Değişim güçtür ve güç genelde aklı selim olan insanlarda yoktur.
Belki insan asıl beyni durunca ölüyor, yeni bir düşünceyi idrak etme gücünü yitirince. Bizim Porteous da öyle biri. Olağanüstü bilgili, olağanüstü zevk sahibi ama değişme kabiliyeti yok. Tekrar tekrar aynı şeyleri söylüyor, aynı şeyleri düşünüyor. Üstelik onun gibiler ne kadar çok. İçeriden durmuş ölü kafalar. Aynı küçük izin üstünde ileri geri hareket eden ve bu arada hayaletler gibi gitgide soluklaşan kafalar... ...Ve bütün düzgün insanlar felç olmuş. Ölü insanlar ve diri goriller. Arası kalmamış gibi...
gözlerindeki kara ışıltılı gülücükler sadece bana mıydı, yoksa herkes için geçerli miydi?
Reklam
Birisi üzerime aniden bir tabanca çevirse yüreğim etrafımdaki bunca insanın yüreğinin bir avuç para için attığı kadar atmazdı.
günler öne çıkan bir şey olmadan peş peşe diziliyor, bir ağacın yaprakları yeşeriyor ve sararıp gidiyorlardı.
Toplum içinde olduğum zamanlarda da hayranlığımı ifade ederken yapay bir heyecan sergileyip etkileyici şeyleri abartarak içimin ne kadar hissiz ve kayıtsız olduğunu gizlemek için bir anlamda gösteri yapıyordum.
Beni bırakan insanlar, gelen ve giden kadınlar oldu, her defasında odada oturmuş camın dışındaki yağmuru seyreden biri gibi hissettim kendimi; doğrudan yakınımda olan şeylerle bile aramda camdan bir duvar vardı ve kendi irademle onu yıkacak gücü bulamıyordum.
O an içimdeki bu donuklaşma sürecinin ne kadar ilerlemiş olduğunu birden görüverdim – hiçbir yere tutunmadan, hiçbir yerde köklenmeden, akan suyun üzerinde kayar gibi yaşıyordum ve bu soğuklukta ölü, cesedimsi bir yan olduğunu gayet iyi biliyordum; gerçi henüz çürümenin kötü kokan soluğu hissedilmiyordu, ama umarsız bir donukluk, acımasız, soğuk bir duygusuzluk yerleşmiş, yani bedensel anlamda gerçek ölümün ve çürümenin dışarıdan da görüldüğü aşamanın eşiğine gelmiştim.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.