•|Rabbimiz, kendisini yakından tanımamızı istiyor ki bunca sanat sergisinde sayısız ince detaya imza atmış...
Evren, her detayıyla âdeta Rabbimizi bize tanıtmak için hazırlanmış...
Kainat baştan aşağıya
"Yaratıcının özellikleri nelerdir..?" sorusunun cevaplarıyla dolu...
“Senin gibi mükemmeliyetçi tipler, her zaman en çok kendilerine öfkelidir zaten. Ama bil ki kimse mükemmel değil, sen de olamazsın.”
Sayfa 143Kitabı okuyor
Hâlâ ayrılık acısı çekiyorsan, hâlâ kendinsen, hâlâ aşığı ve maşuğu ayrı ayrı görüyorsan onlardan biri olamazsın.
Deneyimin hâlâ kendi bilinçaltının kuyusundan, kendi içsel duyumlarından geliyorsa, yani sende kendinden bir iz kaldığı sürece amacına ulaşamamışsındır.
Bil ki sadece ruhtan gelen hakiki bir eminlik ve ilim vardır.
Ruh artı hiçlik: bu senin en yüce kaderindir.
•|Dünyada karşımıza çıkan bu iki yol cennet ve cehenneme uzanır...
Eğer benlik duygusu (ene) olmasaydı insan cennete layık olamazdı...
Yine bir benlik taşımasaydı insan cehenneme ehil håle de gelemezdi... Böylelikle denilebilir ki insanın imtihanının kökeninde ene yatar...
İnsana en çok kazandıran özelliklerden biridir niyet. Niyette öyle bir etki vardır ki sıradan davranışları , gündelik eylemleri ibadete çevirebilir. Yürümek , konuşmak , yemek yemek gibi tekrarlanan fiiller , niyet sayesinde manevi kazançlara dönüşebilir.
Sayfa 25Kitabı okuyor
Vazgeçmek, yaşamın kardeşi... Bazen etinden, kemiğinden sökmen gerekir o hissi. Asla bırakmayacakmışsın gibi gelir. Zaman geçer; saatler; bazen yıllar. Kimisi hafiftir, saatler silip süpürür; kimisi ağır, seneler geçse de iz bırakır; kimisi öyle yerleşmiitir ki içine, ne saatler, ne seneler ne de koca bir ömür alır onu senden. O gider. Sen de onunla gidersin ve bir daha asla, aynı sen olamazsın.
Sonunda varlığı ve değeri biten bir hayata anlam yüklenebilir mi? İşin bir sonu olduktan sonra, yaşamış olmak ile hiç yaşamamış olmak arasındaki fark nedir ki?
Sayfa 170
•|Mümin bir insan, -zamanla- binlerce yıl da yaşasa imanından vazgeçmeyecek bir kıvama gelir...
Kendisine bitmez bir ömür de verilse yolundan dönmeyecek bir kararlılığa erer...
O, dünyada böyle bir kararlılığa ulaşınca ebedi saadete liyakat kazanmış olur...
Demek ki niyet, iman gibi bir kalp amelini sonsuz hükmüne getiren bir güç ve etkiye sahiptir...
Kısa dünya hayatını, ebedi cennet hayatına çevirebilen şey, müminin imandaki kararlılığıdır...
"Gitmekle gidilmiyor ki, gitmekle gitmiş olamazsın; gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır."