Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Bugün insanların mutsuzluğunun kaynağında yatan şey, gereği gibi Allah (c.c)'a kulluk görevinin yerine getirilememesidir. Ölçü olarak Kur'an yerine başka kitapların ve hükümlerin geçmesi; önder olarak Rasulllah (s.a.v) 'ın dışında bir takım insanların kabul edilmesi, hem bu dünyanın hem de ahiretin kaybedilmesine sebep olmaktadır.
Reklam
Kevok'un kaleminden
Ben Kevok... Yüksek dağların Kevok'u... Dağlar Ülkesi'nin Kevok'u... ölüm ülkesinin... ölüm, kalım, yokoluş... en çok duyduğum kelimeler... Ölüm, öldürmek, yakmak, yıkmak, burada karşılaştığım en basit olaylar. Niçin? Ölüm, ekmek ve su gibi zaruri bir ihtiyaç haline gelmiş burada. Niçin? İnsan hayatı burada ucuz, çok ucuz! Niçin? Burada ölçü hayat değil ölüm... Niçin?"
Sevgili Peygamberimizin (sav) damadıyla kızına yaptığı şu nasihat hepimizin kulağına küpe olmalıdır: Hz. Ali'ye, "Sen, Fatıma'nın kölesisin"; Hz. Fatıma'ya da "Sen, Ali'nin cariyesisin..." Bu erdemi elde eden eşler arasındaki sevgi hiç bitmeyecektir. Fakat biz bizi biz yapan değerlerimizi yitirdik. Nefislerimiz kibre büründü. Ölçüsüzlüğü ölçü yaptık.
“Mutlu bir hayat bile bir ölçü karanlık olmadan olamaz ve hüzünle dengelenmeseydi mutlu kelimesi anlamını kaybederdi.” –Carl G.Jung
Polisler Ohio üniversitesi öğrencilerini namaz kıldıkları esnada tutuklamaya çalıştı, diğer öğrenciler kol kola girerek polisleri engellediler. Gazze, hak ile batılı, insan ile şeytanı ayıran bir ölçü oldu.
Reklam
Bir kimsenin zeka derecesini ölçmek istiyorsanız, şaşmaz bir ölçü var: sözlerinde genelle özelin nispeti. Herbert Spencer
Lindoslu Kleobulos, "En iyi şey ölçü" der. Spartalı Khilon, "Kendini tanı" şarkısını söyler Korinthoslu Periandros, "Öfkeni dizginle". Mitylene soyundan Pittakos, "Aşırıya kaçma", Fakat kutsal Atina'dan Solon, "Yaşamın sonunu düşün" Prieneli Bias, "Çok insan kötüdür" der. Miletoslu Thales "Kefil olmaktan sakın" diye tekrar eder. ]21
Aşk, hak ve adaleti, sevgilinin dilek ve iradesinden ibaret bulan ve başka hiçbir ölçü taşımayan ilâhî keyfiyet... Aşk; kendisinde değil, sevgilisinde olmanın ve sonuna kadar feda etmenin büyük haleti... Bu aşk Allah'ındır; ve kullarda ondan serpintiler ve ipuçları vardır. Allah'a ermenin yolu da, işte bu haleti köküne kadar derinleştirmek ve aslî hedefine çevirmek.
Öyleyse her şeyden önce tüm davranışları kendisine göre değerlendirmemiz gereken ,herkes tarafından onaylanmış bir ölçü olmalıdır. İyiliği ve kötülüğü kendisine göre tayin edebileceğimiz değerler olmalıdır.
Reklam
Ölçü, dedim, isteklerimize,tutkularımıza vurduğumuz bir çeşit dizgindir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Ümit ve korkuya dair Allah Resûlü'nden (s.a.v.) bir ölçü: "Eğer kâfir, Allah katındaki rahmetin tamamını bilmiş olsaydı cennetten ümidini kesmezdi. Eğer mümin Allah katındaki azabın tamamını bilmiş olsaydı ateşten emin olmazdı [kendini garantide görmezdi]." Buharî ve Müslim
Hindistanda Ariktokrasi
Hiçbir milletin tarihinde, Hint din ve medeniyetinin ortaya koyduğu ölçü kadar insan şerefini ayaklar altında çiğneyen, sınıflar arasında korkunç uçurumlar açan, insafsız kaba bir aristokrasi görülmemiştir. Ne yazık ki, Hindistan bu nizama yıllarca boyun eğmiş ve hala da eğmektedir.
...Müslümanlar felsefe öğretimine şu akideyle başlıyorlar: "Hiçbir şey yoktur ki aksi söylenemesin. Gençlerin zihnini böyle çalıştırıyorlar; okulda ödev olarak, ileri atılan her iddiaya zıt bir fikir bulup ifade etme şartı koşuyorlar ki bu onlara hem düşünce ve hem de konuşmada büyük bir kabiliyet kazandırıyor. Lakin ortaya atılan her önermenin aksi ileri sürülünce, o zaman şüphe doğar ve insan bunlardan hangisinin doğru olduğunu bilemez. Halbuki şüphe ile rahat huzur yoktur; çünkü şüphe insanı daha esaslı bir araştırmaya, tetkik ve karşılaştırmaya sevk eder. Bu yüzden insanoğlunu huzura kavuşturan hakikat, iyi yürütülmek şartıyla bu tecrübeden doğar. (...) Görüyorsunuz ki bu öğretinin hiçbir eksiği yoktur ve bizler de bütün sistemlerimizle daha ileri gitmiş değiliz. Zaten hiç kimse daha ilerisine gidemez. [...] Müslümanların bu felsefi sistemini hepimiz, gerek başkalarının, gerek kendimizin zihnî erdem bakımından ne derece geliştiğimizi anlamak için pekâlâ bir ölçü olarak kullanabiliriz.
Sayfa 94 - GoetheKitabı okuyor
Şiir, şiir olarak kalmalı, dinin yerine geçmeye kalkmamalı. Buna kalkarsa, kendi kendine de ihanet etmiş olur. Hz. Peygamber, bu ölçü içinde, şiiri yüceltmiş, şiir eğitimine değer vermiştir.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.