Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
GAZZE'DEN SONRA ŞİİR YAZMAK MÜMKÜN MÜ? Modern Batı düşüncesinin şekillenmesindeki en önemli olay Yahudi Soykırımı, özel adı ile Holokost’tur. Felsefeden tarihe, sanattan sosyolojiye kadar hemen her disiplini “Holokost’tan önce ve Holokost’tan sonra”diye tasnif etmek mümkündür. Hatta fen bilimleri için bile durum aşağı yukarı
Bünyesini ye yapısını teşkil eden Türk boylarının adlarına bakılacak olunursa. Altay Türkleri, cidden eski Türk özlülüğünü ve gerçek türeyişlerini olduğu gibi muhafaza etmişlerdir. Bir nevi anavatanlarının canlı tarihini yaşatmışlardır. Bunu bizzat Altay Türk halklarım vücuda getiren boy ve soy isimlerinden anlıyoruz. Şöyle ki: Teleüt’lerin bir uruğunu teşkil eden Tölös’ler Orhun yazıtlarında geçtiği gibi, Çin kaynaklarınca da “T'ie’le” şeklinde tespit edilmiştir. Telengit’ler ise yine aynı kaynaklarda “To-lanko”, Moğolların “Gizli Tarihlerinde” ise “Tenggut” olarak geçmektedir. Tuba’ların bir soyu olan Tirgeş de eski Türgeş’lerden başka bir şey değildir. Aynı şey Altaylı’lar soyundan olan Kırgız, Kıtang, Nayman, Mörküt ve saire gibiler hakkında, serbestçe söylenebilir. Bu suretle; Altay Türklerinin, 1500 yıllık millî tarihlerine sadakatle bağlı olduklarını görmekteyiz.
Reklam
#takvim
Takvim “Allah’ım! Sen selamsın. Selamet de sendendir. Ey celal ve ikram sahibi! Sen münezzehsin, sen yücesin” (Müslim, Mesâcid, 135) Biriniz dua ettiği zaman, Allah’a hamd ve sena ile başlasın, sonra Peygambere salât ve selam etsin, sonra dilediği duayı yapsın. (Ebû Dâvûd, Salât, 358) KULUN ÜMİDİ OLARAK DUA Bir kulluk eylemi olan dua, Yaratan’ın karşısında insanın zayıflığını itiraf edip O’ndan yardım dilemesi, hata ve kusurlarının bağışlanmasını isteme- sidir. Korku ile ümit arasında gidip gelen bir süreç olan hayatta sevinçler ve mutluluklar olduğu gibi zorluklar da bulunmaktadır. Gücü sınırlı bir varlık olan insan, bu dünyaya ve ahirete dönük umutlarını taze tutmak için güçlü bir dayanağa ihtiyaç duyar. Bunun için dua ile en yüce makama yönelerek O’na sığınır, O’na yalvarır, kalbinden geçenleri O’na açar. Rabbini bilen insanın en kıymetli yönü O’na yönelmesidir. Hz. Peygamber; “Allah katında duadan daha kıymetli bir şey yoktur.” (Tirmizi, Deavat, 1) buyurarak insanın Rabbi’ne ihlaslı yönelmesinin ve yakın bir bağ kurmasının en güzel vesilesi olarak duanın değerine işaret eder. Mümin, rahat zamanlarında da Allah’a hamd ederek dua etmeli, dualarına diğer insanları da katmalı ve her daim bağışlanma dile- melidir. Çünkü Allah, her daim kimsesizlerin kimsesi, ümitsizlerin ümididir.
mö 2000: din ve yazı
çiftçiler ihtiyaç duyduklarından fazlasını üretebilmeye başlayınca diğer insanların da farklı zanaat ve mesleklerde uzmanlaşabilmesinin önü açıldı. ortaya çıkan ilk mesleklerden biri rahiplikti. ilk uygarlıklarda rahipler çoğunlukla kadındı; Tanrı da ... MÕ 25.000 yıllarından itibaren Güney Rusya bozkırlarından Avustralya'ya kadar dünyanın
Cahillik, bilgisizlik, insanlık ve hayırlı kötülük
Benim cahillik anlayışım okumamış olan değil. Cahil, benim için sürdüğü hayattan bir şey öğrenememiş olandır çünkü insan olmak, ahlâklı olmak, doğruyla yanlışı ayırt etmek vs. asla ders kitaplarıyla sınırlı değil; birini düşündüğünde onu mutlu ettiğini görüyorsun, birine kızdığında onu korkuttuğunu ya da üzdüğünü görüyorsun, sevdiğin bir insanı
Varlığın dayandığı bir 'ilk neden'in olması gereklidir. Gerçekte var olan her şey. mümkün varlıklar olamaz ve varlığı zorunlu olan bir varlık olmak zorundadır. Varlığı zorunlu varlık da, kavramın ima ettiği şekliyle, varlığı mümkün varlıklarda olduğu gibi, bir başka varlığa bağlı değildir. Bu ilk zorunlu varlık, zorunluluğu kendinde olan, ancak kendi sebebi olmayan, fakat mümkün ve zorunlu varlıkların nedeni olan bir varlıktır.
Reklam
Meşâyıh sohbet halkalarında derdi ki : | çok güzel ❥
“ Kardeşler! Asıl mesele, bir gün sizi bırakacak olan makamdan mevkiden kurtulmak, fani olanı bırakıp ölümsüz olana kanatlanmak, bütün aşkların da aşık olduğu aşka kurban olmaktır. Bizi olduracak da erdirecek de o aşktır. Dünya o aşkla kaim, derviş onunla daimdir. Güneş aşkla temiz kalır, geceyi aşkla aydınlığa çevirir; çirkini, güzeli, necisi, temizi aydınlatır. Güneş kışta da yazda da ısıtır; lakin ne necasetten kirlenir ne de soğuk kış günlerinde üşür. Düşman dıştan, aşk kalpten vurur adamı. Düşman okları öldürür, aşkın okları diriltir. Aşkla dikenden gül, çekirdekten ağaç çıkar. Hüzün, aşka ihlas ayarı yapar. Muhlis bir yürek, ölüme şeb-i arus diyerek bir ömür vuslatı bekler. Aşk, Mü'mini bir âlemden başka bir âleme götürür. Bu yüzden aşk dilinde sevgiliye "yâr" denir. Sonra her şey gibi aşk da yardan ağyâra düştü. Gönül, edeple girilen bir dergâh olmaktan çıktı, bir kapısından girilip diğerinden çıkılan sahipsiz hâna döndü. Şehvetten kurtulmanın adı olan aşk; şehvetin, şöhretin karargahı oldu. Aşk, makamından düşünce söz de mahallinden çıktı, meddahların dilinde menfaat devşirme aracı oldu. Dünya kendine gelsin, insan uyansın diye âlimler, arifler ruhunu Kur'ân-ı Kerîm'den alan nice sözler söyledi. Bu uğurda nice bedeller ödendi; lâkin söz mahallinde masruf olsa da menziline varmadı. Çünkü bu fetret, öncekilerden çok daha derindi. Ne lisan ne irfan ne de vicdan bıraktı insanda. Varlığı eşyanın fesadına mâni olan tuz da bozuldu."
280 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kahramanımız doğuştan işitme engelli. İşaret diliyle iletişim kuruyor. Dedesi ve anneannesi de onun gibi. Aynı zamanda teknolojik aletlerle arası çok iyi. Hobi olarak radyo tamir ediyor! Bir gün okulda öğretmeni Mavi 55 adında bir balinanın hikâyesini anlatıyor. Ses frekansı diğer balinalardan daha farklı olduğu için kimseyle iletişim kuramayan bir balina. Yapayalnız bir hâlde okyanusta yüzüyor. İletişim kurabileceği, şarkısını anlayacak birilerini bulmayı umuyor. Tahmin edersiniz ki bizim karakterimiz de onunla inanılmaz bir şekilde bağ kuruyor, empati kuruyor. Ona yardımı dokunacak bir fikir buluyor ve bu yardımı ona ulaştırmaya çalışıyor. Çok da anlatmayayım, heyecanı kaçmasın. Kurgusu, üslubu ve konusu çok güzel işlenmiş ve birbirine güzelce harmanlanmıştı. Kitabı bitirdikten sonra işaret dili öğrenmek istiyor insan. Çocuklara hem engelli bireylere karşı bir duyarlılık katacağını hem onlara hayvan sevgisi aşılamakta çok etkisi olacağını hem de hedefleri, ilgi alanı, hobileri olan ve onun üzerinde çalışma azmi veren bir karakteri konu alarak çok şey öğreteceğine inanıyorum.
Mavi 55
Mavi 55Lynne Kelly · Günışığı Kitaplığı · 202280 okunma
Geceyi seven insanların daha mutsuz olduğunu keşfettiğimden beri sabahlamayı bırakmıştım. Her gün düzenli olarak saat 06.00'da uyanıyor ve güne zorlanmadan uyum sağlıyordum. Taze sıkılmış portakal suyu ile yapılan kahvaltıların kesinlikle mutlulukla alakası vardı, aslına bakılırsa kahvaltı yapmanın doğrudan kendisi bedava bir mutluluktu. Ki
·
Puan vermedi
#haftanınkitabı
“Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz." Mirko Czentovic ve Dr. B. New York'tan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisinde hiç ortak özellikleri olmamasına rağmen yolları kesişen iki yolcudurlar.Czentovic,
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,1bin okunma
Reklam
"Akışkan" kelimesi uyum sağlayabilen anlamına gelebilir. Ancak başka bir bağlamda, akışkan, kolaylığı çağrıştırır; örneğin akışkan hareket, karşısına engel çıkmayan bir harekettir. Yukarıda tarif ettiğim işte olduğu gibi, her şey bizim için basit hale getirildiğinde zayıf düşeriz; yaptığımız şeyi kavrayamadığımız için, işle olan bağımız yüzeyselleşir.
Sayfa 83 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Allah'ın nerede olduğu sorusuna, "gökte" cevabını veren meşhur cariye hadisi ile ilgili olarak da şöyle demiştir: "Bu, Allah'ın göğün içinde olduğunu ve göklerin onu kuşatıp sarmaladığı anlamına gelmez. Bunu ümmetin selef ve imamlarından kimse söylememiştir. Aksine yüce Allah'ın göklerin üstünde, arşı üzerinde ve
"Derleme ne anlama gelir? Bununla iki farklı şey kastediliyor olabilir. Sözün gelişi, tutarlı düzenin, bir tür saga gibi, asli koşul olduğu ve ne zaman mitleri bağlantısız unsurlar olarak bulsak, bunun bozulma ve düzensizlik sürecinin bir sonucu olduğu anlamına gelebilir; biz sadece, daha önceleri anlamlı olan bir bütünün dağılmış unsurlarını bulabiliriz. Yahut bu bağlantısızlık durumunun geçmişte de geçerli olduğunu ve bu mitlerin, her yerde değil ancak bazı toplumlarda mevcut bilgeler ve filozoflarca bir düzene konulduğunu varsayabiliriz."
perspektif
Dünyadan bakan bir insan ayı yukarıda görür. Aydan bakan bir insan ise dünyayı yukarıda görür. Yani uzayda yön kavramı, varlığını bulunduğunuz konum borçludur. Einstein, göreceliliği bilimsel bir temele oturtunca göreceliliğin kendisi dışında çoğu şeyin göreceli olduğu anlaşıldı. Bu olay sadece insan ilişkileri bağlamında değil doğal dünyada da
Sayfa 122 - Luna YayınlarıKitabı okuyor
TBMM Kürsüsünden Atsız'a Hücum: 1962 Mart'ında CHP milletvekili Osman Sabri Adal'ın TBMM kürsüsünden Atsız'a hücum etmesi bazı gazetelerde yer aldığı gibi Millî Yol'da da genişçe yer alır. Konu Tedbirler Kanunu'dur. Başbakan İsmet İnönü ile meclisteki partilerin genel başkanları Adalet ve Anayasa Komisyonu'na bir
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.