Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl
“Bu Dünyada Ahde Vefa Kalmamış!” Dedirtmem
Hz. Ömer Ömer Radiyallahü Anh’ın hilafeti döneminde, gerçekleşen gerçek ve muhteşem bir hikâye…
Hz. Ömer Radiyallahü Anh, Ashab-ı Kiram ile beraber bir mecliste oturuyorlarken, karşıdan üç kişinin gelmekte olduğunu gördüler. Bu gelen kimseler, bir delikanlıyı yakalayıp ellerinden sıkıca tutmuşlar ve belli ki halifenin huzuruna çıkarmak üzere
Tarkovski’nin Stalker filminden bir mesele geldi aklıma: Kederli bir adam, içeri girenin en büyük arzusunun gerçekleştiği rivayet edilen odada, ölen kardeşinin “canlanmasını” diliyordu.Döndüğünde evinin ağzına kadar elmaslar, zümrütler, yakutlarla dolu olduğunu gördü ve intihar etti.Yani İnsan çok isteğini sandığı bir şeyi aslında o kadar da umursamıyor olabilir, kalbinin en mahrem köşesinde aklının ucundan bile geçmediğini sandığı şeyleri arzulayabilir, gerçekle yüz yüze gelince o ağırlığa katlanamayarak kendini imha edebilir.
35 yaş
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi.
Şimdiyse 2006 yazının
Yolun yarısı ise ben varım..
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
"Çok karışığım, bir yanım hâlâ gelmeni bekliyor, seni çok özlüyor, seni görmek için gidebileceğin her yere gidiyor... Ama diğer yanım kaçıyor senden, senden umudunu kesmiş, seni görecek korkusuyla yaşıyor. Ne yaptın bana daha doğrusu bize? İçimde iki kişilik yaratıp gittin. Ben ise sıkışıp kaldım aralarında neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamıyorum..."
Geçenlerde 1K'da 
Adolf Hitler'in en çok beğenilmiş alıntılarına bakarken bu çok romantik-dramatik ve aynı zamanda da trajik alıntıya denk geldim... Hani gerçekten Kavgam'ı okumamış olabilirsiniz ama kitabın içeriğinin ne olduğunu hemen hemen herkes biliyordur. Hadi Kavgam'ı da bilmiyorsunuz diyelim. Adolf Hitler'in kim olduğunu da bilmiyor olamazsınız ya. Adam diktatördü. DİK-TA-TÖR. Aşk acısı çeken bir ergen ya da kahrından ölen bir mecnun değildi. (Kavgam da şiir kitabı değil bu arada🙃) Bu alıntıyı bu adama nasıl yakıştırdınız cidden merak ediyorum :d
Hayır yani Hitlerin 1K'da en çok beğeni alan 2. iletisi bu. Hiç kimsenin mi aklına itiraz etmek gelmedi arkadaş...
Bugün trafikte sellektör yapma kavgası yüzünden girdiği cezaevinden 13. Yılında tahliye olmuş bir abi ile konuşma fırsatı buldum.
2008 senesinde sellektör yapma tartışması üzerine bu abimiz ve başka bir kişi karşılıklı küfürleşiyor. Daha sonra ikisi de aracından iniyor. Karşı taraf ince bir sopayla yaklaşıyor, diğeri de keser ile araçtan iniyor.
35 yaş
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.