SAYIN OKUR, LÜTFEN KENDİNE GELİR MİSİN?
Bilinçaltım cehennem furyası. Elinde asalarla gezen firari Musalar beynimi ortadan ikiye ayırıyor. Buyrun içeri girin!
WHO AM I?
Ayna ayna söyle bana var mı kendime kendimden başka kendim. Bak lütfen yüzüme. Göz temasından kaçındığın silüet benim. Beni bana göstermekten kaçındığın için bir yumrukla ikiye
Hazirandan ölmek zor demiş bir şair, neden demiş 3 Haziranda ölen bir şair için demiş, aynı 3 Haziran benim de doğum günüm. Ama konu ne benim doğum günüm ne de Nazım'ın ölüm günü. Konu 3 Haziran 1924 yani Kafka'nın öldüğü gün.
Ben de diyorum ki 20. yüzyılın en iyi yazarlarından, Kafka'yı ölüm yıl dönümünde analım ve Kafka okuma etkinliğimizi 3
Rahmetli dedem Üsküp'lü bir boşnaktı. Boşnaklar, çoğunlukla uzun boylu, sağlam yapılı, kumral ve ela gözlü olurlar. Orada doğmuş okumuş evlenmiş ve 1965 yılında Türkiye' ye göç etmişti. Üsküp, Makedonya'nın başkenti ve en büyük kentidir.
Boşnak idi. Ne midir Boşnak? Tabii güzellikleri kadar, akan kan ve gözyaşıyla kendisinden söz ettiren
Genç, güzel, zeki Veronika hayatının sıkıcı, rutinden çıkmayan bir hayat olduğunu düşünüyor, artık hayatta yapmak istediği bir şey olmadığına karar vererek intihar girişiminde bulunuyor. Gözlerini açtığında kendini bir hastanede buluyor ve kitapta hastanede geçen yaklaşık bir haftalık süreç anlatılıyor. Kitabı okuduğumda içerisinin (akıl hastanesi) dışarıdan çok da farklı olmadığına ikna oldum. Normal olmak adına kendimizden vazgeçmenin bedeli oldukça ağır, bunu kitap bize çok güzel anlatmış. Normal olmak nedir, neden kendi olabilme cesareti olana deli deriz, neden içimizden geldiği gibi davranmaktan korkarız? Kitabı okurken bu gibi sorular hücum etti aklıma. Ölümü yanımızda hissedene dek ölümden korkmayız. Veronika'nın da yaşam isteği ölümü baş ucunda hissedince canlanıyor. Hepimiz gibi.. Benim her gün okumak için sabırsızlanıp sayfalarını hızlı hızlı çevirdiğim, keyifle okuyup kısa sürede bitirdiğim bir kitap oldu. Özellikle psikobiyografi seviyorsanız daha da zevkle okuyacağınıza eminim. Her sayfasında düşündüren ve hem bireysel hem de toplumsal hayatın gerçekliğini, karakterlerin yaşadığı psikolojik değişimlerden anlatan Paulo Coelho ustaca bir işçilik çıkarmış bu kitabında. Son olarak kitaptan sevdiğim bir alıntıyla tamamlamak istedim incelememi; ‘’İntihar etmek zeka işidir. Sıradan insanlar sıradan şekilde hayatlarına son verirler. Sanki hiç var olmamış gibi geldikleri gibi giderler. Kim bilir, belki böylesi daha iyidir…’’