. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
555 gün olmuş o kara başlangıçtan beri. 500. yazıyı yazmak için bilgisayarın başına oturduğumda aklımdan bu geçmiyordu elbette. O zaman masum bir şeyler yazıp bu sıkıntılı görevi hemen bitiririm diyordum kendi kendime.Oysa o hırslı yaratık arkamdan gelip fısıldamaya başladı, bu 500. seferde de. "Aynı olabilir mi acaba? Ne güzel olur değil mi
..salt bir roman da değil, bir tür, tarifi mümkün olmayan, aşkın ve ölümün peşindeyken ikisine de tutku kertesinde bağlanmış bir deneyim; kısmen roman, kısmen cinayet öyküsü, kısmen felsefe, kısmen de rüya.
.. dili olabildiğince ürkütücü, merak çelici, huzur kaçırıcı, yüzleştirici; kahramanını da okurunu da deşip kanırtırcasına vicdanına
YouTube kitap kanalımda Mehmet Yılmaz'ın Yola Düşen Gölgeler kitabını önerdim: ytbe.one/o73ZS-Wrw04
Yanımızdan öylece geçip giden insanların yüzündeki yaşanmışlıkları görmeye kendi hayatımızı düşünmekten hiç fırsat bulabildik mi?
Mehmet Y. bu kadar ticari imkansızlık ve zor koşullar içinde kıvranan edebiyat
Bu satırlarda genel incelemelerin biraz dışına çıkıp (bunu yaparak belki de büyük bir kusur işlemenin bilinciyle titreyen kelimelerle) tek bir kitaptan değil son okuduğum iki kitabı
İyi akşamlar. #30883350 ile düzenlenen hikaye etkinilği kapsamında bir arkadaşın hikayesini paylaşıyorum bu ay da- kendisi isminin yayınlanmasını istemedi, düşüncelerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.
Sıkıcı Hikaye
Ludovico Einaudi - Primavera
youtube.com/watch?v=qYEooPe...
Servisten iniyorum.
Bir ara kendi coğrafyasında kadının ne kadar değersiz olduğunu vurgulayan birileri vardı hatırladınız mı ?
Hatırladığınızı varsayıyorum. Peki bir kadının saçları uğruna dünyayı ayağa kaldıranları hatırladınız mı ?
Gazze'li kadınlar saçlarını savurmak isteseydi onların saçları da gündem olurdu muhtemelen ama onlar örtmeyi tercih ettiği için tec*v*ze uğrayıp öldürülmelerinde bir sakınca görülmedi!
Hiç denk geldiniz mi? Gazze'de ki kadınlarla alakalı tek bir şikayetleri oldu mu? Aynı hassasiyeti gösterdiler mi? Hatta çeyreğini ?
Nerede bu "kadın hakları" diye diye sokağa dökülenler? Nerede "bütün kadınlar özgürdür" naraları atanlar? Nerede sokaklara dökülüp bu uğurda yürüyüş yapanlar ?
Gazzeli kadınların feryatları arşı âla'yı titretti. Artık onlar için namuslarıyla bombalanarak ölmek bile bir lütuf..
Soruyorum;
İki asker tarafından koluna girilip sürüklenen kadınlar kadın mı değil? Yoksa yaşadıkları kadın haklarına aykırı mı değil ? Yoksa Gazzeli kadınlar batılı kadınların haklarına sahip mi değil ?
Necip Fazıl'ın seslenişiyle sesleniyorum tüm dünyaya; "Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Fatmanur Diş