Cümleye vurulan biriyim ben. Neden hala yaşadığımı merak ettiğim günlerde bile gizli saklı ölmeyi beceremedim. Nereden vurulduysam yaralarımı oradan gösterdim...
gizli saklı ölünmez, açık saçık, sere serpe ölür insan.
Neden hâlâ yaşadığımı merak ettiğim günlerde bile gizli saklı ölmeyi beceremedim.
Reklam
Nora kendini düşündüğünde -ki son zamanlarda gitgide daha çok düşünmeye başlamıştı, ancak olmadığı şeyler aracılığıyla düşünebiliyordu. Olmayı beceremediği şeyler aracılığıyla. Olmayı beceremediği çok fazla şey vardı. Zihninde sürekli tekrarlanan pişmanlıklar. "Yüzücü olup olimpiyatlara katılamadım. Buzul bilimci olamadım. Dan’in karısı olamadım. Anne olamadım. Labirentler'in vokalisti olamadım. Cidden iyi ve cidden mutlu biri olamadım. Voltaire'e bakmayı beceremedim." Şimdiyse, bunlar yetmiyormuş gibi, ölmeyi bile becerememişti. Boşa harcadığı fırsatların bu kadar çok olması cidden acınacak bir durumdu.
Donakaldım. Aniden bunca zaman boyunca Horiki'nin beni gerçekten temiz bir sayfa açmış biri olarak görmediğini anladım. Ona göre ben hâlâ, ölmeyi becerememiş utanmaz, aptal bir hayaletten, "yaşayan bir cesetten" başka bir şey değildim. Beni kendi eğlencesi için kullanabileceği zaman, öyle yapıyordu. "Dostluğumuz"un kapsamı buydu. Tahmin edebileceğiniz üzere, bunun farkına varmak beni neşelendirmedi ancak koşullar göz önüne alındığında, Horiki'nin böyle hissetmesi çok doğaldı. Çocukluğumdan beri insan olmayı beceremedim, bu yüzden Horiki gibiler tarafından bile küçük görülmem normaldi.
Sayfa 95
“Tavan... İç dünyamı yansıtıyor. Kocaman ışıltılı bir avize... Yaşantım. Bir anda paramparça oluyor. Kalan şey ise kocaman bir boşluk... Doldurmaya çalışıyorsun, olmuyor. Parçaları birleştireyim desen, boşuna... Ölmeyi bile beceremedim. Hem de bu kadar yaşamak istemediğim halde.”
166 öğeden 151 ile 165 arasındakiler gösteriliyor.