“Beyin denilen şey işte budur!” dedi. “Beyin, insan bedeninde, bademcikten, kör bağırsaktan, yirmi yaş dişlerinden daha yararsız, hatta zararlı bir organdır. Kafatasının içinden çıkarıp atmak olanağı bulunmadığından, uyuşturarak çalışamaz duruma getirmek gerekir ki insan mutlu yaşayabilsin. Kafatası içinde oluşan beyin adlı bu ürün, sahibinin başını belaya sokmaktan başka bir şeye yaradığı görülmemiştir. Merhumun, neden başının beladan hiç kurtulamadığını herhalde şimdi daha iyi anlıyorsunuzdur."
Ölülerden biri, “Onca dayak yiyen adama halâ neden öldüğü sorulur mu?” dedi. Delikanlı bir süre sustuktan sonra ekledi: “Onlar da, dedi, sizin gibi merak etmişler neden öldüğümü de buraya ondan getirdiler. Hekimler bedenimi parçalayıp neden öldüğümü anlayacaklar. Çok meraklı insanlar, neden, nasıl yaşadığımı merak etmemişler de, neden öldüğüm devlete pek gerekliymiş...”
Reklam
Yaşamın gerçekleri her türlü fantezinin, hayalin, uydurmanın çok daha ötelerindedir.
Yazmıştım, ölülerin seslerini diriler duymaz; tıpkı dünyada gerçekten yaşayanların, kendilerini yaşıyor sananların seslerini duymadıkları gibi...
Biteviye düşünmekte olan ölünün yanma gittim, “Bağışlayın, dedim, buraya geldiğiniz günden beri hep düşünmektesiniz de, ne düşündüğünüzü merak ettim.” “İnsan mıyım, değil miyim diye düşünüyorum...” dedi. “Nasıl olur, insansınız elbet...” dedim. “Ben de öyle sanıyordum ama hiç kimseye insan olduğumu ispat edemedim. Anlatayım size... Şimdi biz
"Hadi artık zorlama kafanı, ölmüş eşek sopa ile yürümez."
Sayfa 139
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.