1800lü yılların sonunda Sibirya'da bir hapishane. Ana karakter tıpkı yazarın kendisi gibi hapse girmiş bir Rus soylusu. Yaşanan sıkıntılar, prangalı hayatın kısıtlamaları, insanların çaresizlik fakirlik ve açlıkla boğuşmaları. Bir mezarlık adeta hapishanenin kendisi ve içindekiler birer zombi. Sopa cezası ve diğer korkunç uygulamalar adeta film gerçekliğiyle detaylandırılmış tasvirler. Okurken keyif almak nerde, bizzat acıyı hissedip yine de merakla devam edilecek bir roman. Karakter kalabalığı, tekrar eden cümleler ve hikayeler, çeviri eksikliğinden kaynaklı olumsuzluklar,kitabı sevmeye engel olamıyor.