Ve bizler ölürken ayakta dimdik,
Sertlikte ve güçsüzlükte birbirimize bağlı,
Eski ölüler dirildi kurtulup çarkın dönüşünden
Garip bir sessizlikle gülümseyerek.
"Ordunuzun başında bulunsaydınız söylentilere yer kalmazdı efendimiz.Bu sıcakta mı olric?Hem ben kan görmeye dayanamam: Onların bu kızgın güneşin altında nasıl öldüklerini düşünemiyorum .Ölüler için sıcak da soğuk da birdir:Duymazlar efendimiz.Söylene Olric: fena oluyorum.Güneş batıyor efendimiz.Nobetçiler nöbetçiler nerde?Turgut silkindi.Her şey yavaşladı. Sıcaktan.Bu sarayda bir kötülük hazırlanıyor."
Bunlar hiçbir zaman söylenemeyecek şeylerdi. Çünkü onları görüp sağ kalanların dilleri tutulurdu. Ölüler ise konuşamazlardı. Bunlar öyle şeylerdi ki söylenemez ama unutulurdu. Eğer unutulmazsa nasıl tekrarlayabilirdi?
Mahşer Tufanı Efsanesi Canlı Ölüler İbreti Müzesi Neresi Olacak
Zulüm insanlığı sıfırlamak isterken kendi sıfırlandı. Hangi güç kimin hakkından neden geldi?
Türklerin en anlamlı günlerini seçerek her birine ayrı bir acı yerleştirdiler.
Biz Türklerin bugüne kadar çekmediğimiz acı kalmadı.
Bedeli zalimliğe çok ağır olmalıydı.
Öyle de oldu.
Acısının farkına varan kendine gelip taraf değiştirecek. İnsanlığı Türklüğü hatırlayacak.
Zulmü ayakta tutacak kimse kalmayacak!
İnsana şapkasını ters giydirmesine güvenen şeytan öyle bir çaresiz düşecek ki satın alabilecek kimse bulamayacak.
Satılanların ve canlı ölüye dönüşenlerin ibretlik hallerini, zulümlerini ve bu zulmün ülkemizde ne kadar rol almış varsa hepsini Atatürk orman çiftliği katledilerek yapılan o sarayı Mahşer Tufanı Efsanesi Canlı Ölüler İbreti Müzesi yaparak bütün insanlığa turizme açarak bir daha değil ülkemiz dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir zulüm yaşanamayacak.
Mustafa Kemal Atatürk sonrası kim ne kötülük yaptıysa kimseye ayrıcalık yapmadan o müzede sergileyeceğiz.
Türk Cumhuriyeti Devleti yine Çankaya köşkünden yönetilecek.
Önder Karaçay
2065 yılında Facebook'ta profili bulunan ölüler, dirileri sayıca geçecek. Alın size gerçek kim ne derse desin, ölümlülük bence hayatın değerini düşürüyor.
Beş para etmez dedikleri bu hayatı, yıllardır yaşıyorum.
Bugün doğdu
yarın da doğacak
Atlar koşacak
Yılanlar sürünecek
Küsler barışacak
Ölüler kavuşacak Allah’ın izniyle.
Ama güzel çiçekleri
Kör bahçıvanlara emanet etmeyeceğiz.
Hiç fark etmez, hep anlatacağım hiç anlamayanlara.