ne idiysen onu yansıtan
amansız bir ayna şu beyaz kağıt
senin sesinle konuşur beyaz kağıt
senin gerçek sesinle
beğendiğinle değil ;
senin eserindir, boşuna harcadığın
bu hayat.
yeniden ele geçirebilirsin belki
seni başladığın yere
fırlatan bu kayıtsız nesneye
tutunabilirsen eğer.
bunca yer gezdin; aylar, güneşler gördün
ölülere, dirilere dokundun
inlemesini bir kadının
kinini büyümemiş bir çocuğun -
ama bir hiç olacak bütün bu duydukların
sen bu boşluğa güvenmedikçe.
yitirdiğini sandığın şeyleri bulacaksın
belki orada :
gençliğin filizlenişini, yaşlılığın çöküşünü.
hayatın sen ne verdiysen odur
bu boşluk
sen ne verdiysen odur
bu beyaz kağıt.